Değerli üstadlar çok sık karşılaşmadığımız bir hususta fikirlerinize ihtiyacım var.
Olayımızda T. ltd şti nin sahibi olduğu D. Dalış merkezi 15.06.2015 tarihinde bir kazaya karıştığı için TSSF tarafından idari tedbir kararıyla faaliyetleri durduruluyor. Şirket sahibi N. nin de dalış lisansları tedbiren iptal ediliyor. T ltd şti ve N hakkında 19.09.2015 tarihinde de suçsuz olduğu gerekçesiyle tedbir kararı kaldırılıyor ve faaliyetine izin veriliyor. Fakat bütün sezon çalışamaması nedeniyle D dalış merkezi 31.12.2015 tarihinde kapatılıyor ve T. Ltd şti de 31.12.2015 tarihinde resen ticaretten terkine gidilerek sahibi N. Tarafından kapatılıyor. Fakat 17.09.2017 tarihinde N. Isimli şahıs federasyona karşı bir maddi manevi tazminat davası açıyor. Normal olarak Davalı tssf zaman aşımı ve husumet itirazında bulunuyor. Zararın öğrenme tarihi 16.06.2015 tir dava iki yıllık zamanaşımı dolduktan sonra açılmıştır diyor. Ancak zarar devam eden bir zarar olup 19.09.2015 tarihinde ortadan kalkıyor. Davada 17.09.2017 tarihinde açılıyor. Husumet noktasında da burada D. Dalış merkezinin sahibi T Ltd şti dir. N şahsının dava açma ehliyeti yoktur diyor.
Soru 1. T. Ltd şti ticaret sicilden terkin edildiği için ve şu an ortada böyle bir şirket olmadığı için N isimli şahıs, mahkemeden şirketin ihyası davası açmak üzere sure isteyip, şirketi ihya ettikten sonra dahili davacı olarak bu davaya dahil edilebilir mi? Buna hukuken imkan var mı ? Yoksa davanın husumetten reddi kararı Mı verilir?
Soru 2. Diyelim ki ilk soruda belirtilen hususta mahkeme dahil edilmesine karar verdi. Bu dava, zamanaşımı dolmadan 2 gün önce N tarafından açılmış ancak T limited şirketi ihya edilip davaya sonradan dahil edilecek. Peki bu durumda T ltd şti, N nin zamanaşımı dolmasından iki gün önce dava açmasından yararlanır mi yoksa davaya dahil edildiği tarihte zamanaşımı dolduğundan bahisle zamanaşımından davanın reddine dair bir karar çıkar mı?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.