Mesajı Okuyun
Old 17-07-2017, 21:17   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Mutlu Hiç yoktan iyidir..

9.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/20900
Karar: 2014/26055
Karar Tarihi: 10.09.2014

Dava: Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatıyla fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, istemi kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davacının davalı işverene ait tekstil atölyesinde 23.7.2008-14.8.2009 tarihleri arasında kalite kontrol şefi olarak çalıştığını fakat sigorta girişinin zamanında değil, gecikmeli olarak 21.8.2008 tarihinde yapıldığını, en son aylık 1.500-TL net ücret aldığını, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında daha düşük gösterildiğini, işyerinde yemek, servis ve bir maaş ikramiye uygulaması bulunduğunu, normal çalışmanın haftanın 6 günü 08.30-19.00 saatleri arasında olduğunu, fakat çoğu zaman ayda en az 20 gün saat 22.00'lere kadar, işlerin yoğun olduğu zamanlarda ayda en az 4-5 gece sabahlara kadar çalışıldığını, yıllık bazda fazla çalışmanın yasal sının aştığını, davacıya hiçbir zaman fazla mesai ücretinin ödenmediğini, davalı işverenin 14.8.2009 tarihinde tek taraflı olarak sebepsiz ve haksız bir şekilde müvekkilinin işine son verdiğini savunarak bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının 1 yıllık çalışma süresini doldurmadığını ve yasal anlamda kıdem tazminatına hak kazanamadığını, müvekkili şirketin çalışanların giriş ve çıkışlarını aynı gün yaptığını, hak ettiği ihbar tazminatının davacıya ödendiğini ve imzasını taşıyan ödeme belgesi bulunduğunu, işe yeni başlayan ve niteliksiz bir işçi olan davacının 1.050-TL net ücret aldığını, müvekkili şirkette fazla çalışma yapılmadığını, nadiren de olsa fazla çalışma yapıldığında ücretlerin tam ve eksiksiz olarak ödendiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, davacının davalı işveren nezdindeki kıdeminin sigorta kayıtlarına göre bir yılın altında olması gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine, fazla mesai ücreti ve ihbar tazminatı taleplerinin ise kabulüne karar verilmiş, kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 20.11.2013 tarih, 2011/49224 Esas, 2013/30023 Karar sayılı kararıyla davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, davacının temyizi yönünden ise, "... mahkemece yemin teklifine rağmen hizmet süresinin başlangıcının 23.7.2008 tarihi yerine 21.8.2008 tarihi olarak esas alınması doğru değildir. Mahkemece bilirkişi raporunun 1. seçeneğine itibarla hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir ...", gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuş, bozma sonrası Mahkemece yapılan yargılama sonrası bozma ilamına uyulmuş ve kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla mesai ücretinin kabulüne karar verilmiştir.

Kararı süresi içerisinde davalı vekili temyiz etmiştir.

Davalı vekilinin bozma kararından sonra bozma kararının okunduğu 14.5.2014 tarihli duruşmaya yönelik olarak mesleki mazeret bildirip duruşmanın başka güne ertelenmesini talep ettiği ve mahkemece "davalı vekilinin belgelendirilmiş mazeretinin kabulüne" karar verilmesine rağmen aynı oturumda davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmıştır.

Sonuç: Mahkemece davalı vekilinin mesleki mazeretinin kabulü karşısında yeni bir duruşma günü belirlenmesi gerekirken hem mazeretinin kabulü hem de davanın esası hakkında karar verilmesi çelişkili ve davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir.
Açıklanan sebeplerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

Saygılarımla,