Mesajı Okuyun
Old 04-03-2002, 19:45   #2
Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Yrd.Doç.Dr. Yahya DERYAL
KTÜ-İİBF Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi
GÜÇ BEDELİ UYGULAMASI HEM HUKUKA HEM DE ANAYASAYA AYKIRIDIR

TEDAŞ’ın, meskenlerden 1.000.000,-TL, işyerlerinden 4.000.000,-TL ve sanayi işletmelerinden 10.000.000,-TL olarak tahsil etmekte olduğu güç bedeli, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’ne dayanan bir uygulama olarak başlatıldı. Yasal bir dayanağı ve haklı bir meşruiyeti bulunmayan bu Yönetmelik hükmünün iptali ve bu haksız uygulamanın sona erdirilmesi için açılan bir dava Danıştay tarafından kabul edildi. Yüksek Mahkeme’nin 10. Dairesi, 23.11.2000 tarih ve 2000/4718 Esas sayılı kararıyla, bu uygulamanın hukuka aykırılığını tespit ederek yürütülmesinin durdurulmasına hükmetti.
Bu hukuka aykırılığı devam ettirmekte kararlı olanlar, yönetmeliğe dayalı yürütülen bu haksız uygulamayı en kısa sürede “yasal” hale getirmeyi başardılar. 30 Aralık 2000 tarih ve 24273 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4611 sayılı 2001 Mali Yılı Bütçe Kanununun 43. maddesinin (g) bendine şu şekilde bir fıkra eklendi: "Tek terimli tarifeden enerji alan aboneler adına tanzim edilen her elektrik faturası için güç bedeli tahsil edilir. Bu bedelin miktarlarını tespit etmeye TEDAŞ Yönetim Kurulu yetkilidir". İşte bu gün devam ettirilmekte olan haksız uygulama bu yasal hükme dayandırılmaktadır.
Danıştay kararı ile hukuka aykırılığı tespit ve tescil edilmiş bir uygulamayı yasa ile değil Anayasa kuralı ile dahi hükme bağlamış olsanız, bu uygulama “yasal” bir uygulama olabilir fakat “hukuka uygun” (hukuki) bir uygulama olamaz. Kaldı ki, bugün uygulanmakta olan ve az bir süre sonra (31.12.2001 tarihinde) yürürlüğü sona erecek olan Bütçe Kanunu, Anayasanın 161. maddesine göre devletin harcamalarını göstermesi gereken bir belge niteliğindedir. Yine Anayasanın 161. maddesinin son fıkrasına göre “Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz”.
İşte bu bakımdan, güç bedeli uygulamasının Bütçe Kanununa bir hüküm sokuşturularak yasal hale getirilmesi açıkça Anayasa çiğnenerek yapılmıştır. Eğer Bütçe Kanunundaki bu hüküm için Anayasa Mahkemesine başvurulmuş olsaydı, Yüksek Mahkemenin geçmişteki içtihatlarına bakarak bu hükmü iptal edebileceğini söyleyebiliriz. Fakat bu düzenleme biçiminde, hukuk tekniği ve kanun yapma yöntemi bakımından ince bir kurnazlık gözetilmiştir. Zira Bütçe Kanunu bir yıllık süresi olan bir düzenleme olduğu için, kanunun iptali pratik olarak mümkün olamamaktadır.
Sonuç olarak, güç bedeli uygulaması hem içeriği bakımından hukuka aykırı hem de düzenleme biçimi bakımından açıkça Anayasaya aykırıdır. Pozitif hukuk bakımından ve pratik olarak bugün tüketici abonelerin başvurabilecekleri hukuki imkanlar şunlar olabilir. Öncelikle TEDAŞ’a yazılı bir dilekçe ile başvurup yaptıkları ödemelerin geri ödenmesini veya en azından sonraki faturalarda mahsup edilmesini isteyebilirler. TEDAŞ’ın yaptığı uygulamayı yasal kabul edilerek buna yanaşmaması halinde tüketici aboneler, en azından Bütçe Kanununun yürürlük tarihi olan 01.01.2001’den önceki ödemeleri için Sulh Hukuk Hakimliğine başvurarak sebepsiz zenginleşme davası açabilirler.
Aslında kesin çözüm, bu gibi temel tüketim kalemlerinde “sabit ücret” adı altında alınmaya ve yaygınlaştırılmaya çalışılan bu uygulamaya son verilerek; zaten ağır bir ekonomik kriz mağduriyeti yaşamakta olan tüketicilerin daha fazla zarar görmesini önlemektir.
12.12.2001 tarih ve 4726 sayılı 2002 Mali Yılı Bütçe Kanunu m.39/g: Kamu ortaklıkları ve iştiraklerinde sermaye değişiklikleri: “Tek terimli tarifelerden enerji alan aboneler adına tanzim edilen her fatura için güç bedeli tahsil edilir. Bu uygulama imtiyazlı ve görevli şirketleri de kapsar. Bu bedelin miktarını tespit etmeye TEDAŞ Yönetim Kurulu, tahsil edilen bu güç bedelinin ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilidir”


02-01-2002 22:50:23