Merhabalar meslektaşlarım,

Bir konuda hukuki görüşlerinize ve mümkünse emsal olabilecek kararlara ihtiyacımız var.

Müvekkiller aleyhine adi bir protokol dayanak gösterilerek toplam 12 milyon tutarında ilamsız takip yapılmış. Protokoldeki imzalar müvekkillere ait değil fakat o dönemki vekil takibe süresinde itiraz etmediğinden takip kesinleşmiş. Biz de protokolün sahte olması sebebiyle savcılığa şikayette bulunduk ve ayrıca menfi tespit davası açarak eski tarihli yargıtay kararına dayanarak protokol sahte olduğundan tedbiren icranın teminatsız olarak durdurulmasını talep ettik. Reddedildi.Şu an menfi tespit davası devam ediyor. Savcılıkça alınan raporlarda imzaların müvekkile ait olmadığı ortaya çıktı. Dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarında müvekkil borcu 200 bin-400 bin arasında çıktı. biz de yaklaşık ispat kuralının sağlanması sebebiyle müvekkiller ağır haciz ve satış baskısından kurtarılmasını %15 teminat ile tedbiren icranın durdurulmasına karar verilmesini talep ettik. Mahkeme ise kendisi de Adli Tıpta imza incelemesi yapılmasına karar verdi ve davanın türü itibariyle tedbir kararı veremeyeceğinden talebimizi reddediyor. Fakat müvekkillerin mağduriyetini giderecek başka bir yolumuz yok. Bu durumda ne yapabiliriz?

Cevaplar için şimdiden teşekkürler.