Mesajı Okuyun
Old 12-05-2013, 16:18   #2
criminal

 
Varsayılan

Danıştay'ın sitesinde emsal içtihadlara ulaşabilirsiniz.

http://www.danistay.gov.tr/kerisim/o...in&dokid=30009

Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
ONUNCU DAİRE 2006 3164 2004 13722 24/05/2006
KARAR METNİ
2330 SAYILI YASADA VE İLGİLİ YÖNETMELİKTE, İLGİLİLERİN NAKDİ TAZMİNATTAN YARARLANDIRILMALARI İÇİN BİR BAŞVURU SÜRESİ ÖNGÖRÜLMEDİĞİNDEN, BORÇLAR KANUNUNDA BELİRLENEN ON YILLIK GENEL ZAMAN AŞIMI SÜRESİNDE BAŞVURULABİLECEĞİ HK.<
Temyiz Eden (Davacı ) : ?
Emniyet Müdürlüğü - GİRESUN
Karşı Taraf ( Davalı ) : İçişleri Bakanlığı - ANKARA
İstemin Özeti : Davalı idare kadrosunda polis memuru olarak görev yapan davacının, İstanbul Emniyet Müdürlüğü emrinde görev yaptığı sırada, görevi başında yaralandığından bahisle 2330 sayılı Yasa uyarınca nakdi tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun 26.10.2000 tarih ve 2000/717 sayılı kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen Ankara 1. İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : Ragıp Atlı
Düşüncesi : Nakdi tazminat ödenmesi ile ilgili yapılacak başvurularda gerek 2330 sayılı Yasada ve gerek ilgili Yönetmelikte başvuru süresi ile ilgili olarak herhangi bir hükme yer verilmemesi nedeniyle başvuru süresi yönünden Borçlar Kanununda yer verilen on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.
Buna göre, davacının, 1.7.1996 tarihinde meydana gelen yaralanma olayı nedeniyle on yıllık zamanaşımı süresi dolmadan 27.1.2000 tarihli nakdi tazminat ödenmesine ilişkin başvurusunun reddi üzerine açılan davada, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle davayı reddeden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Sevil Bozkurt
Düşüncesi :İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar ,söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, davalı idare kadrosunda polis memuru olarak görev yapan davacının, İstanbul Emniyet Müdürlüğü emrinde görev yaptığı sırada 1.7.1996 tarihinde şüpheli bir şahsı yakalamaya çalışırken meydana gelen olay nedeniyle yaralandığından bahisle nakdi tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 1. İdare Mahkemesince; davacının 1.7.1996 tarihinde meydana gelen olay sonucu yaralandığını ve bu yaralanma nedeniyle nakdi tazminat alacağının varlığını bildiği halde, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde belirtilen süreleri geçirerek yaklaşık dört yıl sonra 27.1.2000 tarihinde nakdi tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle 16.1.2001 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenemeyeceği gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı, kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek temyizen incelenip bozulmasını istemektedir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde, Kanunun amacı "Barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle görevli olanların bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın" esas ve yöntemlerinin saptanması olarak belirlenmiştir.
Öte yandan, anılan Yasanın 10. maddesine dayanılarak çıkarılan "Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 2. maddesinde, yönetmelik kapsamına giren personel sayıldıktan sonra, söz konusu yönetmeliğin belirtilen personelin bu görev ve yardımlardan dolayı veya görev ve yardımları sona ermiş olsa bile yaptıkları bu görev ve yardımlar nedeniyle, ya da Devlet güçlerini sindirme amacına yönelik saldırı sonucu, derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma ve hastalık sonucu ölmeleri halinde kanunda belirtilen hak sahiplerine verilecek nakdi tazminat ile dul ve yetimlerine bağlanacak aylıkların, sakat kalmaları halinde kendilerine verilecek nakdi tazminat ile bağlanacak aylığın, yaralanmaları halinde ise kendilerine verilecek nakdi tazminatın esaslarını kapsayacağı belirtilmiştir.
2330 sayılı Yasada ve yukarıda anılan Yönetmelikte, ilgililerin nakdi tazminattan yararlandırılmaları için bir başvuru şartı veya başvuru süresi öngörülmediğinden, Borçlar Kanununda belirlenen on yıllık genel zaman aşımı süresinde yapılacak başvurular üzerine tesis edilecek işlemlerin tebliğini izleyen günden itibaren 2577 sayılı Yasada düzenlenen idari dava açma süresi içinde dava açılması olanaklıdır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 1.7.1996 tarihinde şüpheli bir şahsı yakalamaya çalışırken meydana gelen olay nedeniyle yaralanmasından dolayı nakdi tazminat ödenmesi istemiyle 27.1.2000 tarihinde idareye yaptığı başvurunun, 4.1.2001 tarihinde tebliğ edilen işlemle reddi üzerine tesis edilen işleme karşı 16.1.2001 tarihinde dava açtığı anlaşılmaktadır.
Buna göre,1.7.1996 tarihinde meydana gelen yaralanma olayı nedeniyle, davacının nakdi tazminat ödenmesi istemiyle yukarıda belirtildiği üzere, on yıllık zaman aşımı süresi dolmadan 27.1.2000 tarihli başvurusunun reddi üzerine açılan davada süre aşımı bulunmadığından, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, davayı süre aşımı nedeniyle reddeden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca davacı temyiz isteminin kabulüyle, Ankara 1. İdare Mahkemesinin 9.6.2004 tarih ve E:2003/1622, K:2004/789 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 24.5.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
BŞ/Aİ