Mesajı Okuyun
Old 04-11-2019, 12:34   #1
Av.Kerem A.

 
Varsayılan Miras Taksim Sözleşmesinin İptali Davasında Harç

Merhaba sayın meslektaşlarım. Elimizdeki Miras Taksim Sözleşmesinin iptali davasında mahkeme harcın maktu mu nispi mi alınacağı ile ilgili tarafımıza beyanda bulunmak için süre verdi. Terekedeki malların değeri çok yüksek olduğu için nispi olarak yatırmak istemiyoruz. Araştırmalarımızda vasiyetnamenin iptali davalarında harcın maktu olarak alındığına dair kararlar gördük. Ancak miras taksim sözleşmesi ile ilgili bir bilgi bulamadık. Elinde bu şekilde bir karar olan meslektaş var ise paylaşabilir mi ? İptal talebimiz irade sakatlıkları nedeniyle, bize göre terekenin içeriğine veya paylaştırılmasına ilişkin bir dava olmadığı için aşağıda paylaştığım karar gibi(vasiyetnamenin iptali davası) harcın maktu alınması gerekir. Sözleşmenin iptalini talep ediyoruz. Siz ne düşünüyorsunuz ?

T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
Sayı
Esas Karar
1996/2-6 1996/154
13.3.1996


Özet:Yalnızca vasiyetnamenin iptaline yönelik istekler maktu harca
tabidir.

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda; Taşova Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.12.1994 gün ve 274-477 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili
tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 30.5.1995 gün ve
3700-6357 sayılı ilamıyla; (... Davacı vasiyetnamenin şekil yönünden iptalini
talep etmiş olmasına göre taraflar arasında ayın ihtilafı yoktur. Bu durumda
davanın kabulü halinde maktu harç alınması gerekirken vasiyetnameye konu
gayrımenkullerin kıymeti üzerinden nisbi harç alınması doğru görülmemiştir..)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan
yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.
Muayyen mal vasiyetini öngören, noterde düzenlenen iptal konusu
vasiyetnamenin Medeni Kanunun 479. maddesinde belirtilen koşulları içermediği ve bu nedenle de geçersiz sayılması gerektiği hususunda özel daire ile yerel
mahkeme arasında bir görüş aykırılığı mevcut değildir. Zira, biçim noksanlığı
itibariyle yerel mahkemenin vasiyetnamenin iptali hakkında verdiği karar özel
dairece yerinde görülerek onanmıştır. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu
önüne gelen uyuşmazlık ise vasiyetnamenin iptali isteği ile açılan davanın
kabul ile sonuçlandırılması nedeniyle hüküm altına alınması gereken harcın
maktu mu yoksa nisbi mi olacağı noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekirki vasiyetname, tek taraflı olarak düzenlenen
ölüme bağlı bir tasarruftur ve lehdarına vasiyetçi tarafından kendisine
bırakılan malları ilgilisinden talep etme olanağı veren kişisel bir hak
sağlar.
28.11.1945 gün ve 13-15 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme
Kararında da belirtildiği üzere, vasiyetname hükümleri ölümden sonra sonuç
doğuracağı için tartışmalara sebebiyet verilmemesi düşüncesi ile vasiyetname
düzenlenirken vasiyetçinin irade ve arzusunun tereddütsüz biçimde tesbiti
gerekli görülmüş ve bu sebeple de vasiyetnamenin yapılması çok daha sıkı
şartlara bağlı kılınmıştır.
Vasiyetnamenin iptali isteklerinde genelde aynı taalluk eden bir
ihtilaf mevcut değildir. Bu nedenle de belirlenmesi gereken yön dayanılan
kişisel hakkın bulunup bulunmadığı ve vasiyetnamenin geçerli olup olmadığının
tesbitinden ibarettir. Vasiyetnameye dayanarak vasiyetnamenin edasının
istendiği hallerde yüklenecek harcın nisbi olacağı tartışmasız olmak gerekir.
Ancak yalnızca vasiyetnamenin geçerliliğinin tesbiti istemine yönelik olarak
açılan davada, verilecek kararın eda isteğini içermediği gözetilerek maktu
harca tabi olduğunun kabulü icabeder. Bu durumda Hukuk Genel Kurulunca da
benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda
direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme
kararının özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden
dolayı HUMK. 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin
harcının geri verilmesine, 13.3.1996 gününde, ikinci görüşmede oyçokluğu ile
karar verildi.