Mesajı Okuyun
Old 05-01-2006, 21:45   #8
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,




Bir dikey anlaşmanın 2002/2 sayılı Tebliğ’den yararlanamayarak rekabete aykırı sayılmasına neden olan haller Tebliğ'in 4. maddesinde sayılmıştır.Buna göre "...alıcının sözleşme konusu mal veya hizmetleri satacağı bölge veya müşterilere ilişkin kısıtlamalar getirilmesi” denilerek tek satıcılık(münhasır bayiilik;exclusive distribution) kural olarak yasaklanmıştır. Fakat İlgili maddede bu kısıtlamanın dört istisnası öngörülmüştür. Buna göre bir dikey anlaşma, aşağıda yer alan şartlara sahip olduğunda rekabete aykırı sayılmayacaktır:

...Alıcının müşterilerince yapılacak satışları kapsamaması kaydıyla, sağlayıcı tarafından kendisine veya bir alıcıya tahsis edilmiş münhasır bir bölgeye ya da münhasır müşteri grubuna yapılacak aktif satışların kısıtlanması...

Peki bir sağlayıcı bir kısım bayii ile münhasır, bir kısım bayii ile ile münhasır olmayan dikey anlaşmalar yapabilir mi ve eğer yaparsa bu uygulama rekabete aykırılık teşkil eder mi ?

“Münhasırlık” kavramı rekabet kuralları açısından “sağlayıcı-alıcı” ilişkileri çerçevesinde birden fazla anlama gelebilen geniş kapsamlı bir kavramdır. (Bkz: RKK,01-35/347-95 S.lı karar)Bu anlamda münhasırlıktan, rakip ürünleri satmama(rekabet etmeme), belirli bir bölge dışında satış yapmama(tekel hakkı) gibi olgular anlaşılır.

Sağlayıcı bir bayiine münhasır satıcılık yetkisi veriyor, aynı zamanda diğer bayiine münhasır olmayan yetki veriyor.Kılavuz’un 2.2. maddesinde;[alıntı] "Alıcıların satış yaptığı bölge veya müşteri grubunun münhasır olarak değerlendirilmesi için, o bölge veya müşteri grubuna sadece tek bir alıcının veya sadece sağlayıcının kendisinin aktif olarak satış yapıyor olması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, belirli bir bölgeye veya müşteri grubuna aktif olarak satış yapan teşebbüs sayısı iki veya daha fazla ise o bölge veya müşteri grubu artık münhasır değildir." denmektedir.Buna göre aynı bölgede birden çok bayiinin tahsis edilmesi münhasır bayiiliğin tebliğden yararlanmasına engel teşkil edecek, münhasırlığın bulunmadığı bu durumda aktif satışların engellenmesi keyfiyeti ise bu anlaşmayı rekabete aykırı hale getirecektir.

Bu nedenle münhasır olmayan bayiilerin münhasır bayiin satış yaptığı bölgede aktif satışları engellenemez zira onlar serbest bayiidir.Bu ise aynı bölgede birden çok satıcı anlamına gelecek ve anlaşmaları tebliğ kapsamından çıkaracaktır. Eğer fiili bir engelleme sözkonusu ise bu durum dahi salt kendi içinde rekabete aykırılık oluşturacaktır.Özetle sorunun cevabı , bana göre, olumsuzdur.

- Acentelik konusu ; Rekabet hukukunda acentelik tanımının yapılması için aranan koşullar, bir işletmenin yürüttüğü işlerle ilgili ticari risk üstlenmiyor olmasına dayanmaktadır. (bkz:aynı karar) Bilindiği gibi acente ücret karşılığında tacirin işlerine aracılık eden yardımcıdır.Eğer acente ticari işleri açısından ekonomik risk altına girmiyorsa rekabet hukuku kapsamı dışındadır, zira bu durumda "aynı akonomik birlik(economic entity)" den bahsedilebilir.Oysa bayiilikte (tek satıcı) ise ekonomik risk vardır. Bayiinin kazancı kabaca alış ve satış arasındaki farktır.Bu anlamda rekabet hukuku açısından kavram ve tanımların hukuki açılımları her zaman bağlayıcı değildir zira "rekabet" ekonomi ve piyasayla doğrudan ilintili bir kavramdır.Bu nedenle acentelik sözleşmelerinde dahi, eğer bu sözleşmeler rekabate aykırı hükümler içeriyorsa, rekabet kanunu uygulama alanı bulur.

- "Ayrımcılık " : Bilindiği üzere ayrımcı uygulamaların rekabete aykırı olması için suçlanan teşebbüsün hakim durumda olması gerekir.(4054 SK, m6.)Bu nedenle hakim durumun tespit edilmesi gerekmektedir aksi halde ayrımcılıktan söz edilmez.

Saygılar