Mesajı Okuyun
Old 23-12-2010, 13:57   #5
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Faydalı olacağını düşünüyorum:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2007/21-111
Karar: 2007/109
Karar Tarihi: 07.03.2007

...

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; haczedilen makinelerin kendisine ait olduğunu ileri sürerek, haczin kaldırılması talebinde bulunan davacının isteminin duruşma açılarak incelenmesinin gerekip gerekmediği ve 16.02.2005 tarihinde açılan istihkak davasının, süresinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce, İcra Mahkemelerinde uygulanan yargılama usulü ve istihkak davasının niteliği üzerinde durulmasında yarar vardır.

İcra Mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır (İİK. m.18, m.97, m.251). Özel hükümler dışında basit yargılama usulüne tabi dava ve işler hakkında ise, yazılı yargılama usulü kurallarının uygulanması asıldır (HUMK m.178 vd; m.511/1). İcra Mahkemelerinin kararları ilke olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezse de, ihalenin feshi (İİK m.134), İstihkak davaları (İİK m.97, 99 ve 228), ilamın zamanaşımına uğramış olduğu (İİK m.33/a, II) hususunu karara bağlayan İcra Mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil ederler.

Bu noktada, istihkak davası teknik anlamda müspet bir tespit davası olup, şikayet (İİK m16) değildir. Davacı/üçüncü kişi bu dava ile <malın mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitini> ve bu nedenle <mal üzerindeki haczin kaldırılmasını> ister.

İstihkak davasında her türlü delil caizdir ve icra mahkemesi bu delilleri serbestçe takdir eder (İİK m.97/17, c.2).

İşte bu nedenledir ki, istihkak davasına genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne (HUMK m. 507-511) göre bakılır (İİK m. 97/11). Öyleyse İcra Mahkemesi, istihkak davası hakkındaki incelemesini mutlaka duruşmalı olarak yapmak zorundadır (HUMK m.73).

Şu da eklenmekledir ki, istihkak davaları süratle (HUMK m. 77) ve diğer davalardan önce görülerek karara bağlanır (İİK m. 97/son). Buna göre istihkak davası acele işlerden olduğundan ve bundan başka basit yargılama usulüne tabi bulunduğundan, istihkak davalarına adli tatilde de bakılır (HUMK m. 176).

Öte yandan, İcra dairesine istihkak iddiasını bildirmemiş olan üçüncü kişi, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde, doğrudan doğruya icra mahkemesinde istihkak davası açabilir; aksi takdirde, aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder (İİK m. 97/9).

Görüldüğü üzere, İcra ve İflas Kanunu'nun 97/9. maddesi, üçüncü kişinin haczi öğrendiği anda hacizli mal henüz satılmamış ise istihkak davasını hacizli mal hakkında; haczi öğrendiği anda hacizli mal satılmış ve bedeli alacaklıya verilmemiş ise istihkak davasını satış bedeli hakkında açabileceğini öngörmüş ve özellikle dava açma süresini her iki halde de haczin öğrenilmesinden itibaren yedi günlük hak düşürücü süreyle sınırlandırmıştır.

Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, istihkak davasının menfaatler dengesine en uygun bir şekilde sonuçlandırılabilmesi, bu davada uygulanacak ispat kurallarına bağlıdır. Bu cümleden olarak, haczin öğrenildiği tarih konusunda kanıt yoksa üçüncü kişinin bildirdiği tarihte haczi öğrendiği kabul edilmelidir. Bu durumun aksini iddia eden davalı/alacaklı, iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.

Somut olayda haciz, 20.05.2004 tarihinde davacı/üçüncü kişinin ve borçluların yokluğunda yapılmış olup; haczi yeni öğrendiğini ileri sürerek İİK nun 97/9. maddesi uyarınca görülmekte olan istihkak davasını açan davacı/üçüncü kişinin bu iddiasının aksine dosyada kanıt bulunmamaktadır. Bu haliyle davanın, süresinde açıldığının kabulü gerekir.

Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, süresinde açılan ve basit yargılama usulüne tabi bulunan istihkak davasının, duruşma açılarak esasının incelenmesi ve sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, davanın süreden reddine dair verilen önceki kararda direnilmesi usul ve ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: 1- Yukarıda 1 numaralı bentte yer alan nedenlerle, davalı Ş... T.A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- Yukarıda 2 numaralı bentte yer alan nedenlerle, davacı/üçüncü kişi C....'in temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harçlarının geri verilmesine, 07.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.