İstanbul zor şehir. Nimetleri fazla olduğu kadar külfetleri de fazla. Burda çalışan herhangi bir meslektaşın sizin bulunduğunuz huzur ortamında çalışmak istemeyeceğini hiç sanmıyorum, ancak bu zor ve güzel şehri bırakıp gitmek pek de kolay değil. Çok hızlı değişen bu şehirle birlikte bizlerde değişiyoruz. Değişmek, yeni şartlara uyum sağlamak zorundayız. İnsanın doğasında var bu. Tabi bu değişim, iyi ya da kötü yeni düzene ayak uyukdurmak, oyunun kuralına göre oynamak analmına gelmiyor. Çoğu zaman yeni şartlarla mücadele şeklinde ortaya çıkıyor ne yazık ki.

Türkiye'yi oluşturan İstanbul olsa da Türkiye'nin bu şekilde oluşunun tek sorumlusu İstanbul değildir. Güzel İzmir'in veya yeşil Bursa'nın (vd.) payını yadsımamak gerekir.

Sizleri taşralı görmeye gelince; Bunu duyunca kendimi başkentte çalışan yüksek makamlı bir devlet çalışanı gibi hissettim. Meslek hayatımın daha çok başında olan ve pek az şey görmüş olan benim için böyle bir yargıya varmak için erken olabilirse de gerçek bir hukukçunun İstanbul dışındaki mesklektaşlarını, küçük görür şekilde, taşralı olarak niteleyeceğini ya da onlara o gözle bakabileceğini düşünmüyorum. Aslında kullandığınız ifadenin ne anlma geldiğinin açıklanması gerektiğini de düşünüyorum. Benim bir fikrim var ancak hemen söylemem iddialı olabileceği gibi gereksiz kırıcı da olabilir.

Hem değişime ayak uydurmamanın şükredilecek bir yanı olduğu konusunda da şüpheliyim.

Biz İstanbullular, severiz İzmirlileri de diğer taşralı meslektaşlarımızı da.