Mesajı Okuyun
Old 19-10-2011, 15:18   #20
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bir davanın belirli alacak davası olduğunu söyleyebilmek için, HMK.109'a göre; dava konusu miktarın

a) Taraflar arasında tartışmasız olması,
veya
b) Açıkça belirli olması gerekiyor.

Bir husus dava konusu ediliyorsa, evleviyetle o konuda "tartışma" vardır, "ihtilaf" vardır. Alacağın taştışmasız olması ya bir mahkeme hükmüne dayalı bulunmasını veya sadece sahteliği iddia edilebilecek bir resmi senede dayalı olmasını veya benzeri halleri akla getirir.

Dava miktarının açıkça belli olması ise, bir yazılı belge ile miktarın belirlenmiş olması manasına gelir. Bu durum ise, alacağın genellikle kambiyo senetlerine bağlanmasını veyahut adi senetle imza altına alınmış olmasını ya da sözleşme ile kabul edilmiş olmasını veya benzeri hallerin olmasını zorunlu kılar.

HMK.109. madde alacak miktarının "belirli" olmasını şart koşmuş olduğuna göre, davacıdan alacağın "belirlenebilir" oluşunu gözetmesini beklemek de haklı bir gerekçe olamaz (demek dahi mümkündür).

(Ancak şahsi fikrim belli veya belirlenebilir olması halinde kısmi dava açılamamalıdır.)

Bu itibarla, mahkemenin kendisinin hesaplayamadığı ve bu nedenle bilirkişiye sevk edeceği tüm alacak davalarının kesinlikle kısmi açılması gerektiğini düşünüyorum.

Bir alacak belirli ise, bilirkişiye gönderilmesine dahi gerek olmamalıdır.