Mesajı Okuyun
Old 04-09-2007, 18:15   #2
mutlakadalet

 
Varsayılan

Öncelikle şu iki hususu birbirinden ayırmakta yarar var: “5237 Sayılı TCK’nin 179.maddesinde düzenlenen Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma suçu ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48.maddesinde düzenlenen alkollü araç kullanma yasağı birbirinden ayrı unsurları olan suçlardır.” Bu yüzden bu haberi okuyan vatandaşlarımız şunu bilmelidirler ki; Yargıtay’ın vermiş olduğu karar neticesinde alkollü araç kullanmak caiz hale gelmemiştir.

Karayolları Trafik Kanunu’nun 48.maddesinin işareti ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97.maddesi çerçevesinde söyleyebiliriz ki; “taksi veya dolmuş otomobil, minibüs, otobüs, kamyon, çekici gibi araçlarla kamu hizmeti, yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücüler ile resmi araç sürücüleri dışındaki sürücüler 0.50 promilin üzerinde alkol aldıkları halde araç kullanamazlar.” Söz konusu hükmü ihlal eden sürücüler, ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye sokabilecek durumda olduklarına bakılmaksızın cezalandırılırlar.

5237 Sayılı Ceza Kanunu’nun 179.maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçun oluşması için ise öngörülmüş olan bir alkol miktarı söz konusu değildir. Yine bu suçun oluşması için Karayolları Trafik Kanunu’nun 48.maddesi çerçevesinde öngörülen alkol miktarı ile bir kıyaslamaya gitmek de doğru değildir.

TCK m.179/3’te yer alan suçun oluşabilmesi için kişi, emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde olmasına rağmen aracı kullanmalıdır. Buradaki emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olunmasının belirlenmesi, promil bazında değerlendirilmemiştir. Şu halde somut olay bağlamında ilgili kişinin 1.56 promil alkollü olarak araç kullanmasından yola çıkarak, emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olduğunu söylememiz doğru değildir.

Maddede öngörülen suçun oluşabilmesi için kimi zaman 0.25 promil dahi elverişli sayılabilecekken kimi zaman 2.00 promil dahi elverişli sayılamayabilecektir. Bu bakımdan 1.56 promil alkollü olarak araç kullanan kişinin, emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde olduğu tespit edilmedikçe, hakkında TCK m.179/3 çerçevesinde hüküm kurulması isabetli değildir.

Karşı oy gerekçesinde yer alan; “Adli Tıp Kurumu’nun ilgili suça özgü olarak 1.00 promil sınırını belirlemesi ise yasa ile bağdaşabilir değildir.” Zira yasa, bu suçun oluşabilmesi için promil bazında belirleme yapmaktan kaçınmış, kişilerin bünyeleri çerçevesinde somut olayın değerlendirilerek hüküm kurulmasını isabetli görmüştür.

Bu bakımdan 1.00 promilin üzerinde alkollü olmasına rağmen bünyesel özellikleri itibariyle, emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edebilecek durumda olanlar (olma ihtimali olanlar) açısından adaletin yerine getirilebilmesi için somut olay bazında değerlendirme yapılması doğru olacaktır.

Saygılarımla.