Mesajı Okuyun
Old 15-09-2006, 20:41   #7
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Akgül'ün sorduğu değil, sormadığı konu, daha doğrusu iki konu beni ilgilendiriyor.

1. Şikayetçi kimse yurt dışında oturuyor, ikametgahı yurtdışında; şikayette bulunurken İstanbul'daki adresini vermiş ama İstanbul'daki bu adreste ikamet söz konusu değil. İstanbul'da geçirdiği süre senede en fazla bir ay belki. Soru şu: İstanbul'daki adrese yapılan tebligat gerçek bir tebligatın koşullarını yerine getirir mi? Tanık olarak dinlenecek kimse, tebligat yapıldığında İstanbulda değil, çünkü o adreste kayıtlı olsa bile orada oturmuyor. Tebligat aynı adreste oturan aile fertlerinden birisine yapılmış olsa gerek. Aile fertleri vasıtasıyla yapılacak tebligatta tebligat yapılması gereken kimsenin o adreste oturuyor olması gerekir. Orada oturmuyorsa yapılan tebligatta geçersizdir bence. Alman Hukuk'unda örneğin bir senedir kayıtlı olduğu yerde oturmayanın, oturduğu yerdeki aile fertlerine tebligat yapılmamaz. Tanık olarak davet edilen kimse bana tebligat yapılmadı, tebligatın konsolosluk vasıtasıyla yapılması gerekir itirazında bulursa ne olur?

2. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanun'unun 64. Maddesine göre Hakim veya Cumhuriyet Savcılığı tarafından davet olunan her şahit, tarifeye göre kaybettiği vakit ile mütenasip bir tazminat alır. Devlet Hazinesinden ödenmesi gereken bu tazminata ek olarak, şahit hazır olmak için seyahat etmeğe mecbur kalmışsa yol masrafları ve şahitlik için geldiği yerdeki ikamet masrafları ödenir.
Almanya bu gibi durumlarda tanığın Çalışmadığı her saat için 17.-Euroya kadar tazminat ödüyor. Günlük ödeme en fazla on saat.


Kesin birşey söylemek istemiyorum, ama benim düşünceme göre, belirttiğim bu iki nokta kendisine bildirilen mahkemenin şikayetçiyi tanık olarak dinlemekten vazgeçmesi gerekir bence.

Saygılarımla