Mesajı Okuyun
Old 23-07-2014, 09:26   #5
seval.isik

 
Mesaj Tutukluluk Süresinin Mahsubuna İlişkin Bir Yargıtay Kararı

Esas No:
Karar No:
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
2012/7285
2012/9338
Karar Tarihi: 11.04.2012
T.C.
KONUT DOKUNULMAZLIĞINI İHLAL SUÇU - HÜKÜMLÜNÜN ASLİYE
CEZA MAHKEMESİNİN DAVASINDA TUTUKLU KALDIĞI - DAVA İLE
İLGİLİ HÜKÜM KESİNLEŞMEDEN KARARA KONU SUÇU İŞLEDİĞİ
ANLAŞILDIĞI - TUTUKLU KALDIĞI SÜRENİN MAHSUBU GEREKTİĞİ -
HÜKMÜN BOZULDUĞU
ÖZET: Somut olayda, hükümlünün, Asliye Ceza Mahkemesi'nin davasında tutuklu kaldığı ve bu dava
ile ilgili hüküm kesinleşmeden, aynı Mahkemenin kararına konu suçu işlediği anlaşılmakla, tutuklu
kaldığı sürenin infaz edilmekte olan 20.04.2007 tarihli mahkumiyetinden mahsubu gerekeceğinden,
itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde
görülmekle, bozulmasına karar verilmiştir.
(765 S. K. m. 40) (5237 S. K. m. 63) (5271 S. K. m. 309) (YCGK 31.01.2006 T. 2006/1-4 E. 2006/7 K.)
(YİBK 06.03.1940 T. 1940/5 E. 1940/68 K.)
Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan sanık C.'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 116/4, 62/1.
maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Çaycuma Asliye Ceza
Mahkemesi'nin 20.04.2007 tarihli ve 2006/465 esas, 2007/154 sayılı kararının infazı sırasında, sanık
tarafından 22.02.2006 tarihinde işlediği iddia edilen mala zarar verme suçundan 1 yıl 8 ay hapis
cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, aynı Mahkemesinin 08.07.2009 tarihli ve 2006/173 esas,
2009/396 karar sayılı hükmünün temyiz aşamasında olduğundan bahisle bu dosyadan tutuklandığı
24.02.2006 ve tahliye edildiği 13.04.2006 tarihleri arasındaki sürenin halen infazına devam edilen
Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesi'nin anılan hükmü ile verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasından mahsup
edilmesi talebinin reddine dair, anılan mahkemenin 01.12.2010 tarihli ve 2010/160 değişik iş sayılı
kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, Zonguldak Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nin 06.01.2011 tarihli
ve 2010/1054 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı'nca verilen 30.01.2012 gün ve
2011/1611-5528 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığının 21.02.2012 gün ve 2012/39593 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle
okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, hükümlünün tutuklu kaldığı ve mahsup edilmesini istediği Çaycuma Asliye
Ceza Mahkemesi'nin 08.07.2009 tarihli ve 2006/173 esas, 2009/396 sayılı kararının temyiz edilmesi
sebebiyle henüz kesinleşmemiş olduğu, bu suçun işlenme tarihinin 22.02.2006 olduğu, halen infaz
edilmekte olan aynı Mahkemenin 20.04.2007 tarihli ve 2006/465 esas, 2007/154 sayılı dosyasına
konu suçun işlenme tarihinin ise 28.08.2006 olduğu, bu haliyle tutuklu kalınan ve mahsup edilmesi
istenen kararın kesinleşmesinden önce işlenmiş bir suçun bulunduğu,
Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 40 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 63. maddelerinde
belirtildiği üzere, mahsup işleminin yapılabilmesi için tutuklu kalınan suçtan verilen kararın kesinleşme
tarihinden önce bir başka suç ya da suçların işlenmesinin
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 / 2Esas No:
Karar No:
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
2012/7285
2012/9338
Karar Tarihi: 11.04.2012
T.C.
yeterli olacağı, tutuklu kalınan suçun beraatle veya mahkumiyetle sonuçlanmasının da mahsup işlemi
için önemli olmadığı, keza mahkumiyetle sonuçlanan kararın henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle,
Yargıtay incelemesi sonucunda beraat etme ihtimalinin hukuken mümkün bulunduğu, böyle bir
durumda ise infazı halen devam eden mahkum için telafisi imkansız sonuçlar doğabileceği cihetle,
hükümlünün Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesi'nin 08.07.2009 tarihli ve 2006/173 esas, 2009/396
sayılı dosyasından gözetim altında ve tutuklu kaldığı sürenin aynı Mahkemenin 20.04.2007 tarihli ve
2006/465 esas, 2007/154 sayılı ilamından mahsubuna karar verilmesinin gerekmesi karşısında,
itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309.
maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar
olunmuştur.
Gereği düşünüldü:
5237 sayılı Yasa'nın 63. maddesinde, hükmün kesinleşmesinden önce gerçekleşen ve kişisel
özgürlüğün sınırlanması sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş sürelerin hükmolunan
hapis cezasından indirileceği öngörülmüş olmakla, tutuklu kalınan sürenin mahkumiyetten mahsup
edilebilmesi için, tutukluluğun mahsup yapılacak suça konu mahkumiyete ait olması gerekmeyip,
sanığın tutuklu kaldığı suçtan dolayı verilecek hükmün kesinleşmesinden önce işlemiş olduğu diğer bir
suç nedeniyle verilen cezadan da tutuklu kalınan sürenin mahsubu olanaklı olacaktır. Yargıtay Ceza
Genel Kurulu'nun 31.01.2006 gün, 2006/1-4, 2006/7 sayılı kararında da belirtildiği üzere, önemli olan
husus, mahsuba konu mahkumiyete ait suçun, tutuklu kalınan suçtan dolayı verilen hükmün
kesinleşmesinden önce işlenmesidir. Birden fazla suça ilişkin ayrı ayrı açılmış olan davalarda, diğer
hükümden mahsup edilecek sürelerin, beraatle sonuçlanmış bir suça ilişkin olması gerektiğine dair
açık bir hükme de yasada yer verilmemiştir. 06.03.1940 tarihli ve 5/68 sayılı Yargıtay İçtihadı
Birleştirme Kararında, <Beraat eden bir kişinin beraat ettiği suçtan dolayı tutuklu kaldığı sürenin,
beraat kararı kesinleşmeden önce işlemiş olduğu diğer suç için verilen ceza süresinden mahsubunun
gerektiği> belirtilmiş ve tutuklu kalınan suçtan beraat etmiş olma esas alınmışsa da, bunun nedeni,
beraatin zorunlu bir koşul olarak kabul edilmesi değil, sadece karara konu içtihadı birleştirmeyi
gerektiren uyuşmazlığın beraat hükmüne ilişkin olmasıdır. Tutuklu kalınan suçtan dolayı beraat ya da
mahkumiyet hükmü verilmesi sonuca etkili değildir.
Somut olayda, hükümlünün, Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/173 Esas sayılı davasında
tutuklu kaldığı ve bu dava ile ilgili hüküm kesinleşmeden, aynı Mahkemenin 20.04.2007 tarih,
2006/465 Esas, 2007/154 sayılı kararına konu suçu işlediği anlaşılmakla, tutuklu kaldığı sürenin infaz
edilmekte olan 20.04.2007 tarihli mahkumiyetinden mahsubu gerekeceğinden, itirazın kabulü yerine
reddine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle,
Zonguldak Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nden kesin olarak verilen 06.01.2011 gün ve 2010/1054 D.İş
sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca
BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine
getirilmesine, 11.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 2 / 2