Mesajı Okuyun
Old 07-04-2007, 18:28   #106
NİLGÜN SEYMEN

 
İnceleme

Büyük umutlarla aynı hayatı paylaşmak için çıkılır yola,imzalar atılır,mekanlar bulunur dayanır döşenir,
yeni adres olarak iki kişilik bir yaşam seçilmiştir artık.

İlk iki yıl tanışma sürecidir,bu yıllar arasında alel acele çocuk sahibi olunduğunda,
çiftler birbirini, görmeye fırsat bulamadan sorumlulukların altında ezilir ilişki.

Kişilik özelliklerini anlayabilmek için bu ilk iki yılı yalnız geçirmek çok idealdir bana göre.

Yalnız diyorum,ne çocuk olmalı evde ne de her iki tarafın da aileleri müdahil olmamalıdır birlikteliğe.
Ardından ana baba olmaya hazır çift çocuk sahibi olarak sevgilerini perçinler.

Aradan yine bir beş yıl geçer.
İlişki olgunlaşmış ve de özünü bulmuştur,saygı ön plandadır.
Kadın erkeğin,erkek de kadının ruhaniyetini,hobilerini zaaflarını ve de istemediği ayrıntıları yeterince çözdüğü için dışarıdan gelebilecek herhangi bir etki artçılara ya da enkazlara sebebiyet veremez.

Yine bir beş yıl geçer,çocukların eğitimleri ön plandadır evin içinde,
okul giderleri dershane ücretleri,okul taksitleri,sınavlar vs.
Sabah işe gitmeler,akşam eve gelmeler arasındaki süratli zaman akışı arasında,
ah bir evime gitsem de kafamı dinleyebilsem,
ya da ah bir evden uzaklaşabilsem de biraz olsun kafamı dinleyebilsem fantazileri ufak ufak da olsa
gelişmeye başlar.

Çünkü beden ve zamanın dişlileri altında ezilmeye başlayan zihin yorgunlukları zuhur etmeye başlamıştır.

Ardından gelen beş yılda da yani birlikteliğin yirminci yılında evlilik yıldönümleri,doğum günleri zar zor hatırlanır ve de kutlanır olmaya başlandığı için,hayatın tekdüze kalılarına bir de emeklilik sendromları kabus gibi çökmek üzeredir.

Kadın için menapoz süreci,erkek için emeklilik kabusları iç içe aynı çatı altında yıldız akışı yaşanmaya başlar.

Orta yaşdan olgunluğa geçiş sürecinde dialoglar da silinmeye başlar zamanla.

Koskoca bir yirmi yıl paylaşılır ama sözler tükenmiş midir acaba?

Bir feribottayım,araçların içindeki çiftlere gözüm takılır ara sıra...

Erkek gazetesine öyle sımsıkı sarılmıştır ki,zannedersiniz ertesi sabah o manşetlerden tez hazırlayacak.

Kadın da sigarasını tüttürürken ya da elindeki büyükçe kesekağıdı içindeki çekirdekleri çıtlarken,

arada teybin müziğine eşlik ederek başını sağa sola sallar.

AMA TEK BİR SÖZ KONUŞULMAZ O ANDA.

Eğer torun varsa,torun muhabbeti keser ara sıra sessizliği.

-Aman ne güzel saçları,aynı benim çocukluğum.

-Hayır bana benziyor.

-Çok zeki acaba benim gibi mimar mı olacak.

-Hayır anneannesi gibi bir mimar kafesleyerek rahatına bakacak.

Muzipçe gülüşmeler ve sonra yine aralarında o ölümcül sessizlik.



NE OLUR DA KELİMELER YİTİRİLİR?

--------------------------------------------

Oysa ki tüm kurallara uyulmuştur evlilikte,sevgi saygı zerafet...

Bir de saygının olmadığı ilişkilere bakalım.

Bir alışveriş merkezindeyiz.

Erkek eşinin raflardan alarak sepete koyduğu her ürünü geri koyarak homurdanarak

söyleniyor.

Kadın mahcup,üzgün ve de pişman.

-Ama çok gerekliydi.

diyerek sessizce yanıtlayarak geri çekiliyor ürkerek.

Bu ezilmişliğin içinde sevgi ve dialoğu hiç aramayalım lütfen.

Bu riyakarlık olur.

Diğer yandan sadece aileleri istediği için mecburi atılan imzalara göz atalım.

Bu evliliklerde erkek için yazıyorum bunu,mutlaka diğer zaman dilimlerinde ÖZEL BİR YAŞAM kurarak götürürler bu evlilik kontratını.

Bir cephede ailelerin onaylayarak desteklediği kurduğu mecburi ilişkileri,diğer yanda da yollarına zamanın biryerinde çıkıveren özel biri ile mutlu bir beraberlikleri.

Etik değildir,yanlıştır,çirkindir,ahlaki kalıplarla çelişir vs.vs.vs.ve hatta nüfusta kayıtlı aşk bebekleri de mevcuttur bu

yaşamda.

Yorucudur ağırdır ama bunu yaşamazlarsa diğeri de yürümeyecektir.

İkinci ilişki mecburi evliliği koruyan bir siper gibi sürekli enerji ve dayanma gücü ebjekte eder.

İki arkadaşken dostlukları birdenbire aşka dönüşen ve evlenen çiftlere de bakarsak eğer,

kökleri arkadaşlık olduğu için en büyük şansı ben bu evliliklere tanımaktayım.

Sözlerin en az tükendiği,soruların en çok sorulduğu,sergilerin tiyatroların belgesellerin en çok tercih edildiği,

sportif faaliyetlerde en çok aktif olan çiftler,kavga da olsa seslerin sözlerle çözüm bulduğu en şahane evlilikler arkadaşlıkla kurulan evliliklerdir.

Sonuçta boşanma olsa da olmasa da ,

sözlerin tükendiği,söz haklarının kısacık evet ya da hayırlarla sıkışıp kaldığı ilişkilerde evlilik sadece soyadlara hapsolmuş mecburiyetler olarak kalmaya mahkumdurlar içimizde.

SÖZLERİN TÜKENMEMESİ İÇİN=

Her ne varsa konuşulması gerekiyor,sorunların yok sayılmadan biriktirilmeden anında konuşulduğu capcanlı birliktelikler içinde olabilmemiz dileklerimle...

UMARIM MUTLULUK DOLU BİR YAŞAMINIZ OLUR.
----------------------------------------