Alıntı: Alıntı yapılan mesajın sahibi: Av. Hulusi Metin Sayın üstadım, Verdiğiniz örneklerdeki T.C. vatandaşı böyle bir olayı önce iç hukukta, bir meslektaşımız yardımıyla yargıya yansıtır ve süreç o kişinin aleyhine sona ererse, dava AB komisyonuna götürülebilir. Saygılarımla Av. Hulusi Metin (İstanbul Barosu)

AİHM ' ne iç yargı yollarının tüketilmesi üzerine vatandaşın başvuru hakkı ile AB topluluk hukuku çerçevesinde üye devletlerin adalet divanına başvurusu farklı hususlardır.

Bilindiği üzere Topluluk hukuku, sadece Topluluk hukuk düzeni içinde değil, üye devletler hukuk sistemlerinde de geçerlidir. Burada ''Üye devletler'' vurgusuna dikkatinizi çekerim.. topluluk hukukunun üye devletler iç hukukuna üstünlüğü kabul edilmiş ve bu yaklaşımla Topluluk hukukuna aykırı düsen iç hukuk kurallarının , antlaşmalara aykırılık olarak telakki edileceği belirtilmiştir.

Türkiye henüz üye devlet statüsünde değildir. Yapmış olduğu Gümrük Birliği anlaşması, uluslararası anlaşma niteliğinde olup, iç hukuk normları uygulanırken Uluslarası antlaşmaların da norm olarak dikkate alınması gereği ortadadır.

Türk vatandaşının AB komisyonlarına yada adalet divanına başvuru hakkının olduğunu sanmıyorum. İç hukukta, Gümrük Birliği anlaşmasına uyulmaması nedeniyle açılacak davalr ile yargı yolları tüketilmiş ise, davacının AİHM' ye başvuru hakkı akla gelebilir..

Birlik (Topluluk) Komisyonu görevlerinden olan ve '' Antlaşmada öngörülen ve ayrıca bu antlaşmada öngörüldüğü şekilde Topluluk kurumları tarafından alınmış olan tedbirlerin, uygulamasını gözetmek'' şeklinde yer alan düzenlemeye dayalı olarak, Aday üye devletin antlaşma şartalarına riayetini talep etmek anlamında, iç hukuk ta uygulanmayan Gümrük Birliği antlaşmasının (uygulanmadığını gösterir) yargı kararı ile müracaat sözkonusu olabilir...

Saygılarımla..