Mesajı Okuyun
Old 02-10-2007, 22:10   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Anayasa Kadın Platformu Basın Bülteni 2 Ekim 2007

Anayasa Kadın Platformu Kuruldu

EŞİTLİK VE DEMOKRASİYE İNANAN KADIN ERKEK HERKESE SESLENİYORUZ:

Biz, Türkiye’nin son yıllarda gerçekleştirdiği yasal reform süreçlerinde aktif olarak çalışmış, yeni Türk Medeni Kanunu ve yeni Türk Ceza Kanunu’nun insan haklarını ve eşitliği içeren metinler olarak ortaya çıkmasında yoğun emeği geçmiş kadın örgütleri olarak, mevcut Anayasa’nın 10. Maddesi’nin iptalinin ve Anayasa taslağında bunun yerine önerilen 9. Madde ile yapılan değişikliğin HİÇ BİR ŞEKİLDE kabul edilemez olduğunu; kazanılmış haklarımızın hazırlanan Anayasa taslağı ile elimizden alınmasına izin vermeyeceğimizi, kadın erkek eşitliği konusunda mevcut anayasa ile ulaştığımız noktadan geri adım atmayacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Bizler; kadınlara ve erkeklere hak ve fırsat eşitliği sağlayan, insanlar arasında cinsiyet, cinsel yönelim ve medeni hal sebebiyle ayrımcılık yapmayan bir Anayasa talep ediyoruz.

2004 yılında Türkiye’deki bağımsız kadın hareketinin çabalarıyla Anayasa’nın 10. Maddesine eklenen “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” ibaresinin taslak Anayasa’dan çıkartıldığını üzülerek görüyoruz. Mevcut Anayasa’mızda var olan “kadın erkek eşittir” ibaresinin Anayasa’dan çıkartılması, her surette geriye doğru bir adım olacaktır. Kadın-erkek eşitliğini açıkça düzenleyen bir maddenin KAPSAMININ GENİŞLETİLMESİ GEREKİRKEN iptal edilmesi hiçbir şekilde gerekçelendirilemez.

Ayrıca 9. Madde’nin 3. fıkrasında yazıldığı gibi “kadınlar,” “çocuklar, yaşlılar ve engelliler” ile birlikte “özel suretle korunmaya muhtaç bir kesim” değil, ülke nüfusunun yarısını oluşturan ve hayatın her alanında fırsat eşitliğini hak eden BİREYLERDİR, vatandaşlardır. “Özel suretle korunmaya muhtaç kesimler” ifadesinin kadınları da içerecek biçimde kullanımı uzun yıllar önce uluslararası literatürden kaldırılmış, 1993 tarihli Birleşmiş Milletler Viyana Deklarasyonu ile de kadın haklarının insan hakları olduğu evrensel olarak kabul görmüştür.

Anayasa’nın görevi, cinsiyet temelli doğrudan ve dolaylı her türlü ayrımcılığı yasaklamak ve kadınların en temel insan haklarından faydalanabilmeleri için fırsat eşitliği sağlamaktır. Türkiye’de kadın erkek eşitliğinin hem yasalar tarafından garanti altına alınması hem de uygulamada gerçek ve eksiksiz eşitliğin sağlanması için Anayasa’nın “Kanun Önünde Eşitlik” maddesinin SONUÇLARDA EŞİTLİĞİ, FİİLİ EŞİTLİĞİ SAĞLAYACAK ŞEKİLDE düzenlenmesini talep ediyoruz:

Anayasa taslağının 9. maddesi
Ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınları “pozitif ayrımcılık yapıyoruz” görüntüsü altında, erkeklerin korumasına muhtaç bir konuma indirgemektedir. Demokrasi ve laiklik için asıl tehlike budur. Bugüne dek verdiği mücadeleler ile kendini Türkiye ve dünya kamuoyuna kanıtlamış olan Türkiye kadın hareketi bu tür bir düzenlemeyi asla ve asla kabul etmeyecektir. Bu tür bir cinsiyetçi hukuk anlayışına, şiddetle itiraz ediyoruz.
Devletin ve anayasaların görevi, yarısı kadın, yarısı erkek olan yurttaşlar arasındaki eşitsizliği ortadan kaldırmaktır. Birini, diğerine Anayasa zoruyla bağımlı kılmaya çalışmak değil.

Kadın örgütleri olarak Anayasa taslağının 9. maddesi konusunda ortak önerimiz aşağıdaki gibidir:
Herkes dil, ırk, renk, etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep, medeni hal ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Kadınlara karşı doğrudan ve dolaylı, her türden cinsiyet ayrımcılığı yasaktır.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, kadın erkek eşitliğinin fiilen hayata geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Kadınların ve erkeklerin hayatın her alanında fırsat ve uygulama eşitliğine sahip olması hedefine ulaşılana kadar, devlet bu fiili eşitliğin sağlanması için kota dahil hukuksal ve kurumsal geçici ve özel önlemler alır. Bu önlemler bir ayrım olarak mütalaa edilmez.
Bu haliyle mevcut 10. Madde korunacak, ancak tam eşitlik için şart olan ve Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerdeki yükümlülüklerini yerine getirmesi açısından da ivedilik taşıyan 2 ekleme yapılmak suretiyle tamamlanacaktır. Birinci ekleme ile “cinsel yönelim” ve “medeni hal” temelinde ayrımcılık yasaklanarak tam eşitlikçi bir Anayasa yolunda büyük bir adım atılmış olacaktır. İkinci ekleme ile, Türkiye’nin 1985 yılında onaylamış olduğu Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) gereği, kadın-erkek eşitliğini fiilen sağlamaya yönelik “geçici özel önlemler”in yasalarımızda yer almasına yönelik YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ yerine getirilmiş olacaktır.

Türkiye’nin B.M. CEDAW Komitesi tarafından Ocak 2005’de gözden geçirilmesini takiben, BM’nin Türkiye’ye yönelik Sonuç Görüşleri’nin 29. 30. ve 42. paragraflarında da bu konuya yer verilmektedir. Komite, Türkiye’deki geleneksel kalıplar ve ataerkil tutumlardan kaygı duyulduğunu ve Anayasa’nın eşitlik maddesinin hayata geçirilmesi için özel önlemler dahil devletin her türlü uygulamayı yapması gerektiğini vurgulamıştır. Mevcut Anayasa’nın 90. Maddesi’nde düzenlenen “Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerin üstünlüğü ilkesi” uyarınca CEDAW’un ulusal mevzuatın üstünde görülmesi gerekir.

“SİVİL” ANAYASA ÇALIŞMALARI KATILIMCI VE SİVİL OLMALIDIR

ANAYASA KADIN PLATFORMU GİRİŞİMİ olarak Türkiye’nin “sivil” anayasa tartışmaları içinde olmasını önemsiyoruz. Ancak, yürütülen sürecin şeffaflık, katılımcılık ve daha özgürlükçü bir Anayasa hazırlanması üzerine örgütlenmesi, asla ve asla aceleye getirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Sivil Anayasa hazırlanmasının öznelerinden biri olarak sivil toplum kuruluşlarının bu sürece katılımını, bütün sürecin de tartışmaya açılmasını talep ediyoruz. Yeni Anayasa Taslağının hazırlanmasına kadınların, eşit oranda ve aktif olarak katılımı sağlanmalı diyoruz.
Özetle: AKP Hükümeti’nin bir grup akademisyene hazırlattığı ve kamuoyuna yansıttığı taslağa dair bizim kadınlar olarak ciddi endişelerimiz var. Hükümet partisi olan AKP’nin kendi görüşlerini de eklediği bir taslak henüz kamuoyuna yansımadı. Yeni Meclis döneminin başladığı bir anda, tarihsel bir noktadayız. Kadınlar olarak AKP’den ve hükümetten, halkın önüne alelacele bir taslak koymaktansa, önce ilgili tüm kesimleri dinleyip, taleplerine kulak verip, bu şekilde oluşturulacak bir taslağı kamuoyu önünde tartışmaya açmasını talep ediyoruz.

Kısaca, TASLAĞI BİRLİKTE OLUŞTURMAYI öneriyoruz.

Saygılarımızla.
ANAYASA KADIN PLATFORMU