Mesajı Okuyun
Old 31-10-2008, 13:30   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/5148
Karar: 2006/6651
Karar Tarihi: 08.06.2006

ÖZET: Satış vaadi sözleşmesine dayalı dava, davacı istemi doğrultusunda sonuçlandığına göre o davada verilen ve tapunun beyanlar hanesine işlenen ihtiyati tedbir kararından sonraki bir tarihi taşıyan haciz şerhi artık davacı için bir hüküm ifade etmeyeceğinden şerhin silinmesine karar verilecek yerde ihtiyati tedbir kararı ve buna bağlanacak hukuki sonuçlar gözden kaçırılarak davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.


(1086 S. K. m. 437)

Dava: Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.7.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda haciz şerhinin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 1.2.2006 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin masraf yokluğundan reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Davacı, Çarşamba Denizer köyünde bulunan 30 parsel numaralı taşınmazı 1989 yılı itibariyle maliki bulunan eldeki davanın davalılarından Cemil A.'nın murisi Neşet A.'dan 22.11.1983 tarih ve 9007 yevmiye numaralı düzenleme biçiminde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, malik Neşet'in ölümü üzerine mirasçılarının birlikte beyanları ile 11.8.1997 tarihinde taşınmazın mülkiyetinin Cemil A.'ya geçirildiğini, mülkiyetin Cemil A.'ya geçirilmesinden sonra 22.11.1983 tarih 9007 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesine dayanarak mülkiyetin kendisi üzerine aktarılması için 1997 yılında Cemil A. aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığını, o davanın devamı sırasında talepleri üzerine uyuşmazlık konusu taşınmazın üçüncü kişilere temlikinin engellenmesi için 15.12.1997 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini ve bu kararın tapu sicilinde de beyanlar hanesine işlenmek suretiyle infazının yapıldığını, ihtiyati tedbir kararının tapu kaydına işlenmesinden yaklaşık beş yıl sonra kayıt maliki Cemil A.'nın bir borcundan ötürü alacaklısı Yusuf T. tarafından başlatılan icra takibi ile 13.6.2002 tarihi itibariyle tapu kaydı üzerine haciz şerhi konulduğunu, kendisinin açtığı tapu iptali ve tescile yönelik davanın olumlu sonuçlanması halinde tedbir kararının infazından sonra konulduğu sabit olan haciz şerhinin hüküm ifade etmeyeceğini beklerken açıklanan iptal ve tescile yönelik davanın olumlu sonuçlanması, bu cümleden olarak 30 parsel numaralı taşınmazın mülkiyetinin kendisi adına tesciline karar verilip hükmün temyiz denetiminden geçerek kesinleşmesine rağmen hükmün infazı için harekete geçildiğinde haciz şerhinin silinemeyeceğinin kendisine bildirilmesi üzerine yargı yoluna başvurma zorunda kaldığını ve bu nedenle ihtiyati tedbir kararından sonra tapu kaydına konulan haciz şerhinin kendisini bağlamayacağını belirterek kayıtta gözüken haciz şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, mülkiyetin davacı üzerine geçişine kadar verilen ve beyanlar hanesine işlenen haciz şerhlerinin hükümden önceki bir tarihi taşımasından ötürü yeni maliki de bağlıyacağı hükme gerekçe yapılmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davaya konu 30 parsel numaralı taşınmazın mülkiyetinin dava konusu edildiği ve bu nedenle bu bilginin tedbiren tapu kaydı üzerine de şerh edildiği dosya kapsamı ve tapu kayıt örneği ile sabit olup bu husus taraflarında kabulündedir. Yargılama konusu yapılmış ve sonucunda mülkiyet aktarımına karar verilmesi muhtemel taşınmazlar hakkında verilen ihtiyati tedbir kararları bu kararların tapu siciline işlenildiği tarihten itibaren üçüncü kişiler için de alenilik oluşturur ve artık kayda verilen şerhten itibaren mülkiyet aktarımına engel teşkil ettikleri gibi, kayıt maliki borcundan ötürü ihtiyati haciz ya da icra-i haciz alacaklıları içinde hüküm ifade ederler. Somut olayda, taşınmazın mülkiyetinin davalı olduğu ve bu hususun mahkeme marifetiyle ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle tapuya bildirildiğine ve 15.12.1997 tarihi itibariyle sicile işlendiğine göre mahkemece verilecek hüküm sonucuna kadar hacze ilişkin bir takibin devamına da imkan bulunmayacaktır. Mahkeme hükmü ile tapu iptali ve tescile karar verilmekle satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı 1983 tarihi itibariyle mülkiyetin eski kayıt malikinde olmayıp yeni maliki geçtiğinin tespiti de yapılmış olmaktadır. Satış vaadi sözleşmesine dayalı dava, davacı istemi doğrultusunda sonuçlandığına göre o davada verilen ve tapunun beyanlar hanesine işlenen ihtiyati tedbir kararından sonraki bir tarihi taşıyan haciz şerhi artık davacı için bir hüküm ifade etmeyeceğinden şerhin silinmesine karar verilecek yerde ihtiyati tedbir kararı ve buna bağlanacak hukuki sonuçlar gözden kaçırılarak davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 08.06.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)