Mesajı Okuyun
Old 08-07-2013, 11:09   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Okuma Parçası:

Büyük bir ilin bir mahkemesinde saat 09:40'da duruşması vardır avukatın. Başka bir kentten gelmesine rağmen saat 09:15 sıralarında duruşma salonu kapısındadır. Duruşmalara henüz başlanmamıştır. Listeye bakar, gireceği dava 5. sıradadır. Beklemeye başlar. Saat 09.30 olur, hakim gelmez; 09.40 olur yine gelmez... Mübaşire tembih edip gider çay içer avukat. Geldiğinde saat 10.00 olmuştur ve ilk sıradaki duruşma yapılmaktadır. Duruşma salonunda yaklaşık 15 avukat beklemektedir. Rastlantı eseri tanıdık bir meslektaşını görür, selamlaşırlar. İlk duruşma bittiğinde, o tanıdık avukatın dosyası alınır. Bizim avukat dışarı çıkıp listeye bakar; alınan dosyanın duruşması 10. sıradadır. İçeri girer ve mübaşire herkesin duyabileceği bir sesle çıkışır: "Bu nasıl bir mahkeme; duruşmalara saatinde başlanmaz, dosyalar sırasıyla alınmaz, daha ne kadar bekleyeceğiz?" Mübaşir kem küm eder, diğerlerindense ses çıkmaz. O duruşma da bittikten sonra ise mübaşir bizim avukatın dosyasını koyar hakimin önüne ve vekilleri seslenir. Avukat, duruşma salonunda bekleyen meslektaşlarının buna itiraz edeceğini düşünüp onlara doğru bakar; hiçbirinde en ufak bir kıpırtı bile yoktur.

İkinci soru: Kendi hakkını savunamayanlar, başkalarının hakkını gereği gibi savunabilirler mi?