Mesajı Okuyun
Old 22-12-2014, 20:23   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Katılımcı,

Eşinizden hakaret,tehdit ve ekonomik manevi şiddet görmektesiniz. Ortak hanede kalma mecburiyetiniz yoktur.

1.5 yaşındaki çocuğun velayeti için anne öncelikli olarak düşünülür. Çalışmıyorsunuz diye çocuğunuzun velayeti babaya verilmez. Baba maddi kazancı oranında çocuğunun giderlerine iştirak etmek zorundadır.

Çocuğunuzla birlikte evden ayrılırsanız, çocuğunuz ve kendiniz için TEDBİR Nafakası davası açabilirsiniz. Bu dava boşanma istemi olmadan sadece nafaka için açılabilir. Bu davada evden ayrılmakta haklı olduğunuzu gördüğünüz eziyeti ve şiddeti kanıtlamalısınız

Eğer boşanma kararında iseniz, yine evden ayrılıp çocuğunuz ve kendiniz için nafaka, boşanmaya karar verilmesinden sonra yoksulluk ve iştirak nafakaları olarak devamlarını, çocuğunuzun velayetini, kendiniz için maddi tazminat ve ayrıca manevi tazminat talep edebilirsiniz. Davada, boşanmaya neden olan olaylarda eşinizin KUSURLU olduğunu ispatlamak zorundasınız.

Anne babanız dahil herkesin şahitliğinden yararlanabilirsiniz.

Eşinizin güven sarsıcı hareketlerini ispat için; eşinize ait telefonun kayıtlarının ilgili gsm şirketinden istenmesini talep edebilirsiniz. Yapılan görüşmelerin sıklığı, süresi belli olacaktır.

Ayrıca, şiddet gördüğünüz için en yakın aile mahkemesinden eşinizin bulunduğunuz adreslere yaklaşmamasını, şiddet içeren söz ve eylemlerine son vermesini, sizi iletişim araçları ile rahatsız etmesinin engellenmesini,çocuğunuzun geçici velayetinin size verilmesini isteyebilirsiniz.
Alıntı:
Yazan Kanundaki Örnek TEDBİR KARARLARI
Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararları
MADDE 5. (1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:

a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.

b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.

ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.

e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.

f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.

g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.

ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.

h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.

ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar.

(3) Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hâkim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.

(4) Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.

Çocuğunuzun velayetinin size verilmesinden sonra baba her zaman velayetin sizden alınması dava açabilir. Ancak davasının kabul edilebilmesi için babanın öncelikle çocuğun zarar gördüğünü, bakılmadığını vs.. gibi hususları kanıtlayabilmesi gerekir.

Her türlü hukuki adımınızı MUTLAKA bir avukatla birlikte atınız. Maddi durumunuzun avukatlık ücreti ödemeye elverişli olmadığını kanıtlarsanız Baro tarafından size ücretsiz avukat tayin edilecektir.

Saygılar