Mesajı Okuyun
Old 05-11-2014, 01:35   #2
Av. Ümit

 
Varsayılan

Aile konutu niteliği, tapu siciline tescil ile doğmamakla birlikte, ipotek tesis edilirken diğer eşin rızasının varlığını yazılı belge ile ispat zorunluluğu da bulunmamaktadır. Yani davacı eşin işleme rıza göstermesi veya işlemi öğrendikten sonraki bir tarihte muvafakat vermesi halinde işlemin geçerliliği konusunda bir tereddüt olmayacaktır. İpotek tesisine ilişkin işlemden önce tapu kütüğünde konutun "aile konutu" olduğunu gösteren bir şerh mevcut olmadığına göre, işlemi gerçekleştiren tapu sicil memurunun işlemi yapmaya yetkili olan hak sahibinden, eşinin işleme yazılı iznini istemesi de Tapu Sicili Tüzüğüne göre mümkün değildir. (Yargıtay 2. H.D. 2012/16374 E. 2013/8513 K.)

------------------

Aile konutunun haczi ve haciz sonucu satışı, TMK 194. madde kapsamına giren ve diğer eşin rızasına bağlı olan bir işlem değildir. (Yargıtay 2. H.D. 16.01.2013 T. 2012/7316 E. 2013/785 K.)
---------------------

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

Esas No : 2012/16544
Karar No : 2013/8411

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Mahkemece, davacı kadının rızası alınmadan davalı koca adına kayıtlı olan ve aile konutu niteliğindeki taşınmaza davalı kooperatif tarafından ipotek konulduğu belirtilerek davanın kabulüyle ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmazın tapu kaydına "aile konutu" şerhi konulmasına karar verilmiş ise de: İpotek tesisine dair işlemden önce taşınmazın tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna dair bir şerh bulunmamaktadır. Bu durumda davalı kooperatifin ipoteğe dair kazanımı, iyi niyetli ise korunur ( T.M.K. madde 1023 ). Toplanan delillerden anlaşıldığı üzere davalı kooperatifin kötü niyetli olduğu da kanıtlanamamıştır. Bu durum nazara alınmadan, davanın reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

---------------

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2012/7741
Karar No : 2013/8439

KARAR : İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibi, İcra İflas Kanununun 150. maddesi gereğince, ipoteğin iptali hakkında dava açılması halinde, aynı Kanunun 72. maddesi hükümleri çerçevesinde durdurulabilir. İcra İflas Kanununun 72. maddesi: borçluya icra takibinden sonra takip sırasında borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açma hakkı vermektedir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında da, kural olarak ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu, gecikmeden doğan zararı karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Görüldüğü gibi, bu halde bile satışın tedbir yoluyla durdurulmasına İcra İflas Kanunu cevaz vermemiştir. Bu hukuki durum dikkate alınmadan, ipoteğe rızası gereken eşin talebi üzerine, satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi doğru bulunmamıştır.

-----------------------
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

Esas No : 2010/29357
Karar No : 2011/10282
TMK.'nun 194. maddesi; "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça Aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemez, Aile konutunu devredemez veya Aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmünü içermektedir. Buna göre, ipotekli taşınmazın tapu kaydında Aile konutu şerhinin bulunması, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibi sonucu satışına engel teşkil etmez.

----------------

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/10383
K. 2012/14952
T. 4.6.2012

ÖZET : Davacı; eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine dava dışı üçüncü şahsın borcuna karşılık olmak üzere davalı Banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızası olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını istemiş, mahkemece istek reddedilmiştir. İpotek tesis edilen taşınmaz cebri icra ile satılmıştır. Davacının açtığı ihalenin feshi davası da reddedilmiştir. Dava konusuz hale gelmiştir. Konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmelidir.

--------------
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

Esas No : 2012/7316
Karar No : 2013/785

KARAR : Dava konusu taşınmazın, davadan önce cebri icra yoluyla satıldığı, mülkiyetin icraca yapılan satış sonucu davalı kooperatife geçtiği ( TMK. m. 705/2 ), tescil işleminin de davadan önce gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Aile konutuyla ilgili hak sahibinin iradi tasarrufları, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. Cebri icra ile yapılan satışlarda davacı eş, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinde yer alan korumadan yararlanamaz. Öyleyse davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
---------------
Ayrıca, konut finansmanı amacıyla alınan krediler nedeniyle tesis edilen ipotek nedeniyle, diğer borç ipoteklerinde olduğu gibi meskeniyet iddiasından vazgeçilmiş sayılmaz. Buna ilişkin Yargıtay kararını da ihtiyaç olursa paylaşabilirim.

Umarım yardımcı olur. Saygılarımla