Mesajı Okuyun
Old 14-03-2019, 09:07   #9
moltisanti

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,

Konu eski ama canlandırmakta fayda görüyorum. Zira anladığım kadarıyla HGK ile özel daire içtihatları arasında bir çelişki bulunmakta.

YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
2011/17-787
2012/92
Karar Tarihi: 22.02.2012


"...Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla degil, destekten yoksun kalan üçüncü kisi sıfatıyla dava
açtıkları, ölüm nedeniyle dogrudan davacılar üzerinde dogan destekten yoksunluk zararının
olusumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacagı; dolayısıyla tam kusurlu araç soförünün ve onun
eylemlerinden sorumlu olan isletenin kusurunun, isletenin desteginden yoksun kalan davacıları
etkilemeyecegi; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali
Sorumluluk Sigortası Genel Sartları'na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta
sirketi, isletenin üçüncü kisilere verdigi zararları teminat altına aldıgına ve olayda isleten tam kusurlu, destekten
yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kisi konumunda bulunduguna göre, davalı sigorta
sirketinin zararın tamamından sorumlu oldugu ve davacıların davalı sigorta sirketinden destekten
yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri, oyçoklugu ile kabul edilmistir..."


YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
2017/17-1315
2017/1239
Karar Tarihi: 01.11.2017

"...Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ısıgında bir motorlu aracın isletilmesinin bir kimsenin ölümüne
veya yaralanmasına yahut bir seyin zarara ugramasına neden olmasıhalinde araç isleteninin bu zarardan sorumlu olacagı düzenlendigine göre, ilke olarak sürücünün
(destegin) ölümünden isletenin sorumlu oldugu, dolayısıyla davacıların isletenden talepte bulunma
haklarının bulundugu kabul edilmelidir. Yansıma yoluyla zarar görmüs olan destek tazminatı
isteyenlerin, kendisine destek saglayan kisinin sahip oldugu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün
degildir. Nitekim BK’nun 44/I. maddesi, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine
dayanmaktadır. Zararın artmasına veya dogmasına sebep olan kisi sonuçlarına da kendisi
katlanmalıdır. Diger bir deyisle, nasıl ki destegin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma
yoluyla destek görenleri etkiledigi kabul ediliyorsa, destegin kusurlu davranıslarının da aynı sekilde
destek görenlere yansıyacagının kabul edilmesi gerekir. Zira zarara ugramamak için gerekli özeni
göstermeyen veya hatta zararın meydana gelmesini isteyen kimse, bu hareket tarzının sonuçlarına
katlanmalı ve bu davranısının zararın meydana gelmesinde oynadıgı role, etkisine ve derecesine göre
zararı kısmen veya tamamen üzerine almalıdır. Çünkü kendi kusuruyla sebebiyet verdigi ya da
artmasına neden oldugu zararın ödettirilmesini istemek Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde
düzenlenen dogruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olacaktır.

O halde somut olayda objektif iyi niyet kurallarına (TMK m.2) göre davacıların murisinin %70
kusuruyla meydana gelen kaza sonucu ölümü nedeni ile davacıların talep ettikleri destekten
yoksunluk tazminatından isletenin sorumlu olmadıgı kabul edilmelidir.
*
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüsmeler sırasında destekten yoksun kalma tazminatının yansıma
zararı olması nedeniyle destegin kusurunun davacılara karsı ileri sürülemeyecegi ve bozma kararının
yerinde oldugu görüsü ileri sürülmüs ise de, bu görüs kurul çogunlugu tarafından benimsenmemistir..."

T.C.
Yargıtay
17. Hukuk Dairesi
E: 2016/2031 K: 2018/11378 K.T.: 28.11.2018:


"...Somut olayda da; davacının desteği olan sürücü ... ... tam kusuru sonucu meydana
gelen trafik kazası sonucu vefat etmiş; davacılar, destekten yoksun kalan sıfatıyla,
zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya
dayalı tazminat isteminde bulunmuştur.
Davacıların üçüncü kişi konumunda olduğu hem mahkeme, hem de tarafların
kabulünde olduğu gibi, işleten (veya sürücü) yakınlarının uğradıkları destek
zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin
Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da yukarıda
yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır.
Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla
geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere
destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir
talep hakkıdır.
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi
sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten
yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla
tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin
kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacılarıetkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali
sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü
kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacılar
da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı ... şirketi zararın
tamamından sorumlu olacağından, davacılar davalı ... şirketinden destekten yoksun
kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK., 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas - 411
karar; YHGK., 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar; YHGK., 16.01.2013
gün, 2012/17-1491 esas, 2013/74 karar).
Bu durumda mahkemece, talebin trafik sigortası teminatı kapsamında kaldığı
gözetilerek, işin esası incelenip karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm
kurulması doğru görülmemiştir..."