Mesajı Okuyun
Old 27-12-2016, 16:14   #11
Av.Onur Tunga

 
Varsayılan

Hukuk Genel Kurulu 2013/1679 E. , 2015/1014 K.•

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2013
NUMARASI : 2012/328-2013/69

Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 06.07.2011 gün ve 2010/565 Esas, 2011/405 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09.04.2012 gün ve 2011/15487 Esas, 2012/5927 Karar sayılı ilamı ile;

(... Dava, kredi kartından kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
Davalı duruşmalara katılmamış, cevap da vermemiştir.

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalının kredi kartını kullandığı ve borcunu ödemediği, alacağın likit olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile takibin 8.252.55 TL. üzerinden devamına, asıl alacak 7.526.14 TL.’ye takip tarihinden itibaren %43.92 temerrüt faizi, %5 BSMV uygulanmasına, fazla talebin reddine, %40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2) Dava, itirazın iptali davası olup, kısmen kabul edildiğine göre, reddedilen kısım üzerinden vekille temsil edilen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemesi isabetsizdir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kredi kartı borcunun tahsiline yönelik takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan kredi kartı kullanımına ilişkin sözleşme uyarınca davalıya teslim edilen kredi kartının kullanımı nedeniyle oluşan hesap özeti borcunun ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptali ile takibin devamını ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir

Davalı, yapılan usuli tebligata rağmen yargılamalara katılmamış, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, davalının aldığı kredi kartını kullandığı, ödemelerini aksatarak davacı bankaya borçlu olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu gerekçesiyle davalının İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2010/6641 E. sayılı takibine yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 8.252,55 TL üzerinden devamına, asıl alacak 7.526,14 TL'ye takip tarihinden itibaren %43.92 temerrüt faizi, %5 gider vergisi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, %40 icra inkar tazminatı olan 3.301,02 TL'nin davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.

Mahkemece, dava dilekçesinin asillere tebliğ edileceği, tarafların daha önceki dayanak dosyada yer alan vekâletnamelerinin açılan yeni davada mahkemeyi bağlamayacağından usulüne uygun olarak davalı asile tebligatın yapılıp davanın sonuçlandırıldığı, bu aşamaya kadar vekaleti olmayan vekil lehine temyiz aşamasında sunulan vekaletname uyarınca reddolunan kısım üzerinden vekalet ücreti tayininin yerinde olmayacağı, kaldı ki bozma sonrası davalı vekiline çıkarılan tebligata rağmen vekilinin yargılamaya katılmadığından bahisle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; icra dosyasında yer alan vekâletnamenin somut olayda Mahkemeyi bağlayıp bağlamayacağı noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, vekalet ücreti kavramına ilişkin genel açıklamalar yapılmasında fayda görülmüştür.

Bilindiği üzere vekalet ücreti yargılama giderlerindendir.

Davada haklı çıktığı için lehine yargılama gideri hükmedilen taraf, davayı bir vekil (avukat) ile takip etmiş ise mahkemece, yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin de diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi resen hükme bağlanması gerekir. Bunun için istekte bulunulması gerekmez (1086 sayılı HUMK m. 417, 6100 sayılı HMK m. 326).

Davada haklı çıkan taraf yararına yargılama gideri olarak vekalet ücretine hükmedilebilmesi için, vekilinin duruşmalara girmiş olması şart değildir. Yargılama gideri olarak haklı çıkan taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesi, diğer tarafın, onu vekil tutmak zorunda bırakmış olması olgusundan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, vekilin yargılama ile ilgili olarak, yazılı ya da sözlü (duruşmada), hukuki yardımda bulunması halinde vekalet ücreti takdir edilmelidir.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.06.1984 gün ve 1984/392 E. 1984/715 K. sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir.

Eldeki davada, dava dilekçesi davalı asile usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş ancak davalı taraf yargılamaya bizzat katılmadığı gibi vekili vasıtasıyla da duruşmaları takip etmemiş, bir vekaletname ibraz edilmemiş; bir avukattan yargılama ile ilgili olarak, yazılı ya da sözlü hukuki yardım alınmamıştır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesini gerektiren bir yönün bulunmadığı anlaşılmış olduğundan, aynı hususa işaret eden direnme kararı usul ve yasaya uygun olup onanması gereklidir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekmiştir.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (422,40 TL) harcın temyiz edenden alınmasına, 11.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.