Mesajı Okuyun
Old 16-04-2009, 21:10   #1
Adli Tip

 
Varsayılan Kısa Çalışma, Kafa Karıştırma!

Bilindiği üzere, yaşanan küresel ekonomik kriz, endüstriyel ilişkilerin tüm sosyal taraflarını fazlasıyla etkiledi. Kriz, zaten kanayan bir yara olan işsizlik sorununu daha da derinleştirdi. Bu vesileyle esnek çalışma yöntemleri gündemde yeniden üst sıralara çıkmış, özellikle kısa çalışma ödeneğinin (KÇÖ) gündemin zirvesine yerleştiği zamanlar yaşanmıştır.

Bu süreçte, 4857 sayılı İş Kanunun “Kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği” başlıklı 65. maddesi 15/5/2008 tarih ve 5763 sayılı Kanunun 37. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Aynı Kanunun 18. maddesiyle, aynı başlıklı, benzer bir madde, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda “Ek Madde 2” olarak düzenlenmiştir. Böylelikle İş Kanununa tabi olmaksızın hizmet görenler de KÇÖ’den faydalanma hakkı elde etmiştir.
18/02/2009 tarihinde ise 5838 sayılı Kanunun 1. maddesiyle İşsizlik Sigortası Kanununa Geçici Madde 8 eklenmiştir. Bu madde “2008 ve 2009 yıllarında kısa çalışma için yapılan başvurulara münhasır olmak üzere, ek 2 nci maddenin ikinci fıkrasında kısa çalışma için öngörülen azami üç aylık süre, altı ay olarak uygulanır; üçüncü fıkrasında öngörülen kısa çalışma ödeneği miktarı % 50 oranında artırılarak ödenir ve kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler, başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği süresinden düşülmez…” hükmüyle KÇÖ’nün süresini ve miktarını arttırmıştır.
Kanun düzeyinde gelişmeler bu yönde olmakla birlikte, İş Kanunun 65. maddesine dayanılarak çıkartılan 31 Mart 2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Yönetmelik, 13 Ocak 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan aynı isimli Yönetmelikle yürürlükten kaldırılmıştır.
KÇÖ ile ilgili olarak, teorik tartışmalar doktrini yoğun bir şekilde uğraştırmakta iken, uygulama birliğinin olmayışı da işverenleri, işçileri ve de konuyla görevli kamu personelini yormakta ve tereddütlere boğmaktadır.
Bu çerçevede ben de konuyla ilgili bazı sorunları, cevaplarınız ve ilave sorularınızla katkı sağlamanız dileğiyle değerlendirmelerinize sunmak istiyorum.

1- Kısa çalışma yapılan dönem kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır mı? Kısa çalışmanın haftalık çalışma süresinin azaltılması suretiyle yapılması ile geçici olarak kısmen veya tamamen durdurulması şeklinde uygulanması bu sorunun cevabında bir değişiklik yapar mı?
2- Kısa Çalışma yapılan dönem, yıllık ücretli izne hak kazanma açısından dikkate alınır mı? Kısa çalışmanın haftalık çalışma süresinin azaltılması suretiyle yapılması ile geçici olarak kısmen veya tamamen durdurulması şeklinde uygulanması sorunun cevabında bir değişiklik yapar mı? İş Kanunun mülga 65. maddesine atıfta bulunan 55. maddeyi uygulamak mümkün müdür?
3- “İşyerinde geçici olarak en az dört hafta işin durması” ile ilgili olarak, 4 haftanın kesintisiz olması mı anlaşılmalıdır? Kesintisiz olması şart değilse, en fazla kaça, ne şekilde bölünebilir?
4- “İşyerinde uygulanan çalışma süresinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması” hükmünde,
a. Bir alt sınır var mıdır? Eğer yoksa haftalık çalışma süresinin sıfıra indirilmesi her halükarda işin geçici olarak durması olarak mı değerlendirilecektir?
b. Haftalık çalışma süresinin en az üçte bir oranında azaltılması her hafta için ayrı ayrı mı değerlendirilmelidir, yoksa İş Kanunu 63. maddeye göre 2 (TİS’de hüküm varsa 4) aylık süre için mi değerlendirilmelidir?
c. Bir süre sınırı var mıdır? İşveren yalnızca 1 ya da 2 hafta için çalışma süresini 1/3 oranında azalttığında KÇÖ’den faydalanabilir mi?
5- KÇÖ yalnızca işçiye hak bahşettiğine göre, başvuru sürecine işçinin dahli neden olamamaktadır? Talebi neden işveren yapmaktadır?
6- KÇÖ verilen dönemde yalnızca Genel Sağlık Sigortası priminin ödenmesinin yasal bir dayanağı var mıdır?

Saygılarımla,