Mesajı Okuyun
Old 01-11-2004, 18:55   #5
Gemici

 
Varsayılan

Konu'nun başlığının, Sayın Adil Giray Çelik'in teklif ettiği yönde, AVUKATIN İŞİ REDDETME HAKKI olarak düşünülmesi tartışmayı daha sağlıklı bir mecraya sokar düşüncesindeyim.

Savunma mesleğinin gerekleri THS de değişik başlıklar altında defalarca tartışılmış. Özellikle Sayın Hulusi Metin'in başlattığı
1923 - 2023 TÜRKİYE'de AVUKATLIK başlığı altındaki mesajlar konuya dolaylı da olsa bir cevap niteliğinde.

Avukat'ın kendisine gelen davayı reddedip etmemesi doğrudan doğruya savunma mesleğinin nasıl icra edilmesi gerektiği sorusu ile ilgili. Savunma mesleğinin gereği olarak avukat yargı organı'nın bir elemanıdır. Mesleğini yaparken hukuk kurallarının ve meslek ilkelerinin gerçekleştirilmesi, somut olaylara uygulanması için uğraşır.

Hukuk kurallarının ve meslek ilkelerinin somut olaylara uygulanması demek, avukatın müvekkilinin haklarını korurken bu kural ve ilkeler doğrultusunda hareket etmesi demektir. Müvekkili bir katil'de olsa veya bir mafia babası'da olsa durum değişmez; her ikisinin'de sanık olarak hukukun kendilerine verdiği hakları vardır. Doğru ve adil bir kararın verilmesi için bu hakların savunulması gerekir. Avukatın vazifesi müvekkilinin/sanığın bu haklarının korunmasını sağlamaktır.

Avukatın bir katili savunması o katilin yaptığını kabul ediyor/onaylıyor anlamına gelmez. Mahkeme önünde savunulan katletmek olayı değil katilin savunulması gereken haklarıdır. Avukatlara 'bir katili'mi savunuyorsun' diyenlerin, günün birinde gelipte 'bir mafia babasını mı savunuyorsun' diyecekleri an'ı inşallah görürüz.

Türkiyede olduğu gibi diğer bir çok hukuk sisteminde'de avukatın davayı reddetme hakkı var. Reddetmenin tek kıstası avukatın vicdanı. Avukat kendisine gelen davayı vicdani kanaatine göre kabul etme veya reddetme hakkına sahiptir. Bu vicdani takdir hakkı kullanılırken avukatın sadece kendi menfaatini değil müvekkilin menfaatini'de düşünmesi gerekir düşüncesindeyim. Bunun anlamı şu; müvekkilin/sanığın/davalının veya davacının söylediklerine , onun bütün çabalarına rağmen inanmıyorsak bu yüzden de onu gereği gibi savunamıyacağımızı düşünüyorsak davayı reddetmemiz gerekir.

İster mağduru isterse sanığı savunalım, unutmamamız gereken, gerçekte onları değil onların hukuki haklarını savunuyor olduğumuzdur.

Saygılarımla