merhabalar,
esim 1994 yılında bir isyeri ile reklam anlaşması yapmış ve karşılığında 25 milyon TL'lik bir senet almış. Senedin arkasını sahip olduğumuz şirketin kaşesini basarak cirolamış. Senedi veren kişiler vade gününde senet protesto olup, bizim ciroladığımız kişiler tarafından icraya verilince bu imza ve senet bize ait değil demişler. Eşimin bu konudan haberi bile olmamış. 1996 yılında cok ayrı bir sebepten GBT yapılnca bu davadan ifadesine başvurulması gerektiği gıyabında tutuklama kararı çıkarıldığı ortaya çıkmış ve eşim arkadaki imzanın kendisine ait olduğunu ve senedi ne için aldığını ifade olarak vermiş. Ancak hiç kimse bu davada suçlu olduğunu söylememiş. 1998 yılında dava eşimin aleyhinde sonuçlanmış. 2000 yılında bedelli askerliğini yaptığı halde hiç bir şekilde suçlandığı ortaya çıkmamış. (bu arada 1994 krizinden sonra biz şirketi kapattık.) Resmi gazetede ilan olarak yayınlanmış. Dosyayı okudum, inanılmaz çelişkili ifadeler ve karalamalar var. ikametgahımız belli olmasına rağmen hayatımızda hiç görmediğimiz şehirlerde eşim aranmış ancak adrese tebligat yapılmamış. amaç kayıp biri izlenimi vermek...Hakim eşimin ifadesini yarı ikrar olarak kabul etmiş. 2002 yılının 19 şubatında eşim tutuklandı ve şu anda cezaevinde 9 aralık tarihinde çıkacak. avukatımız bir hayli uğraştı ancak adalet bakanlığına dilekçe yolu hakkımız kaldığını bildirdi. şimdi bekliyoruz.
bugünkü ticari koşullarda, köyü niyetli kişilerin benzer şekillerde hareket etmelerinden suçsuz insanların ceza yemesi normal mi?
ilgilenirseniz ve düşüncelerinizi aktarırsanız sevinirim.