T.C.
DANIŞTAY
3. DAİRE
E. 1986/2025
K. 1986/2409
T. 2.12.1986
• TECİL FAİZİNİN HESAPLANMASI ( Yılın Fiili Gün Sayısının 365 Gün Olarak Esas Alınması )
• YILIN FİİLİ GÜN SAYISININ 365 GÜN OLARAK ESAS ALINMASI ( Tecil Faizinin Hesaplanması )
6183/m.48
ÖZET : Tecil faizi hesaplanırken, tecil kapsamına giren ayların fiili
gün sayısı esas alınırken yılın da fiili
gün sayısı olan
365 gün'ün esas alınması gerekirken 360 olarak dikkate alınması işin doğuşuna ters düşeceği gibi tecil faizinin % 42 olacağı yolundaki kurala da aykırı olur.
İstemin Özeti : Mükellef Kurum adına 1984 Ocak, Şubat ve Mart dönemlerine ilişkin gelir ( stopaj ) vergisi borçlarından dolayı hesaplanan tecil faizinin tahsilini sağlamak amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; günlük faiz hesaplamasında Yasalara göre kabul edilen faiz formülünün
a.n.tF= -------- olduğu, bu formüle göre de İdrece yapılan 360.100
hesaplamanın yerinde bulunduğu gerekçesiyle reddeden .... Vergi Mahkemesinin 23.1.1986
gün ve E: 1985/510, K: 1986/47 sayılı kararının; hiçbir Kanun maddesinde faiz formülünün belirlenmediği, uygulamalarla ortaya çıktığı, Vergi Dairesince faiz formülündeki paydanın
365 yerine 360 olarak alındığı, o zamanda yıllık % 42 tecil faizinin aşıldığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının yerinde olduğu tasdikinin gerekeceği yolundadır.
Tetkik Hâkimi : Sefer Yıldırım Danıştay Savcısı Tansel Çölaşan'ın Düşüncesi : Yükümlü Kurum 1984 takvim yılı Ocak, Şubat, Mart aylarına ilişkin stopaj vergisi borcunun 6183 sayılı Yasanın 48. maddesi uyarınca tecili nedeniyle hesaplanıp ödenen tecil faizinin noksan olduğu gerekçesiyle düzenlenen ödeme emrini yerinde bularak onayan Mahkeme kararını temyiz konusu yapmış olup, uyuşmazlık, tecil faizinin hesabında sürenin ne suretle ele alınacağı, diğer
bir ifade ile bu hesaplamada formülün;
100 x
365 x yıllık faiz mi yoksa 100 x 360 x yıllık faiz mi olması--------------- ------------- 360 360gerektiğine ilişkindir.
6183 sayılı Yasada tecil faizinin ne suretle hesaplanacağı yolunda
bir hüküm yoktur. Ancak aynı Yasanın 8. maddesinde, bu Kanunda yazılı müddetlerin hesabında aksine hüküm olmadıkça, 213 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağı belirtilmekte, 213 sayılı Yasanın 18. maddesinin 1 Nolu bendinde, sürelerin
gün olarak tayin edilmesi halinde hesaplama tarzı, 2. nolu bendinde de sürelerin hafta veya ay olarak belli edilmesi halindeki hesaplama tarzı hükmüne bağlanmakta olup buna göre, ay olarak tayin edilen sürelerin,
gün olarak hesabı mümkün değildir. 366 seri nolu Tahsilat Genel Tebliğinde 1984 takvim yılı içinbelirlenen yıllık tecil faizi oranı %42'dir. Yıllık belirlenen bufaizin aylar itibariyle hesabında, ayların fiili
gün sayısının esasalınması, diğer
bir ifade ile ( 100 x
365 x yıllık faiz ) formülünün ------------ 360uygulanması, faiz hesabında payın
gün, paydanın ay olarak hesaplanmayaesas alınması anlamını taşırki, bu hal tebliğle önerilen faiz tutarınınüstünde faiz alınması sonucunu doğurur.
Bu nedenle, Vergi Dairesince uygulanan ve Mahkemecede uygun görülen formüle göre fazladan tahakkuk ettirilip tahsili istenen tecil faizinde isabet görülmediğinden, temyiz talebinin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Uyuşmazlık, Kurumun 20.1.1984 - 20.2.1984 ve 20.3.1984 vadeli gelir ( stopaj ) vergisi borçlarına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48. maddesi uyarınca yürütülen tecil faizinin hesabına ilişkin bulunmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48. maddesinde; amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca amme alacağının iki yılı geçmemek üzere faiz alınmak suretiyle tecil olunacağı, aynı maddenin sondan
bir önceki fıkrasında da, tecilde taksit zamanları ve diğer şartların tecile selahiyetli makamlarca tesbit olunacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Maliye Bakanlığınca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48. maddesindeki yetkiye istinaden hazırlanan ve 31.12.1983
gün ve 18268 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 366 sayılı tahsilat genel tebliğinde de, 6183 sayılı Kanunun kapsamına giren kamu alacakları için 1.1.1984 tarihinden itibaren yapılacak müracaatlara verilecek tecillere % 42 oranında tecil faizi uygulanacağı belirtilmiştir.
Dosyanın tetkikinden; Kurumun 27.4.1984 tarihinde ödenen 20.1.1984- 20.2.1984 ve 20.3.1984 vadeli gelir ( stopaj ) vergisi borçlarına idarece ayların çektiği fiili
gün sayısı esas alınmasına karşın
yıl 360
gün kabul edilmek suretiyle tecil faizi hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Bu tarz
bir hesaplama şekli ise yukarda belirtildiği üzere tesbit edilmiş olan % 42 lik faiz oranının üzerinde
bir oran uygulanmış olması sonucunu doğururki buna cevaz veren herhangi
bir hüküm mevzuatımızda mevcut değildir.
Hernekadar gerek öğretide ve gerekse
bir kısım banka muamelelerine ilişkin faiz hesaplarında
yıl 360
gün olarak kabul edilmekte ise de bu hesaplama tarzı ayların fiili
gün sayılarına göre değil, her ayın 30
gün olarak kabul edilmiş olması esasına dayanmaktadır. Kaldı ki böyle olmasa bile öğretideki faiz formülleri uygulanarak yükümlüler aleyhine ek mali külfeti doğurabilecek hesaplama şekilleri uygulayabilmek için mevzuatta açık
bir hükmün varlığı şarttır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 8 inci maddesinde sürelerin hesaplanması yönünden Vergi Usul Kanununa atıf yapılmış olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun sürelerin hesaplanmasını düzenleyen 18 inci maddesinde de yılın 360
gün olarak hesaplanmasına imkan veren herhangi
bir hüküm yer almamıştır.
Bu duruma göre tecil faizi hesaplanırken, tecil kapsamına giren ayların fiili
gün sayısı esas alınırken yılın da fiili
gün sayısı olan
365 gün'ün esas alınması gerekirken 360 olarak dikkate alınması işin doğuşuna ters düşeceği gibi tecil faizinin % 42 olacağı yolundaki kurala da aykırı olur. Açıklanan nedenlerle, tesbit edilen % 42 oranından yüksek
bir nisbet uygulanmış olması sonucunu doğuran İdare hesaplaması şeklini onaylayan Mahkeme kararında isabet bulunmadığından, mükellef Kurumun temyiz talebinin kabulüne, ...... Vergi Mahkemesinin 23.1.1986
gün ve E: 1985/510, K: 1986/47 sayılı kararının bozulmasına ve ödeme emrinin iptaline, 1.200.- ( Binikiyüz ) lira temyiz yargılama gideri ile esas davada Davacı Kurum tarafından yapılan yargılama gideri tutarı olan 1.250.- ( Binikiyüzelli ) liranın Vergi Dairesi Müdürlüğünden alınarak temyiz isteminde bulunan mükellef Kuruma verilmesine 2.12.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.
danx