Mesajı Okuyun
Old 05-12-2012, 10:28   #3
durgunlu

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/3165

K. 2005/8714

T. 24.5.2005

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü.

KARAR : Davacı, davalının vekili olarak dava açıp takip ettiğini, kararı icraya koyduğunu, tahsil aşamasında davalının haksız olarak kendisini vekaletten azlettiğini ileri sürerek vekalet ücretinin tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir.

Davalı, ikametgahının Gaziantep olması nedeniyle yetkili mahkemenin de Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek, davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle, olmadığı takdirde ise esastan reddini savunmuştur.

Mahkemece davalının ikametgahı mahkemesi olan Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesinin davada yetkili olduğu kabul edilerek yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

HUMK.nun 9. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı davalı ile yaptığı vekalet sözleşmesine dayanarak vekalet ücreti alacağının ödenmediğinden bahisle sözleşmeden doğan para alacağının tahsilini istemiştir. Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan paraDborcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında dava açabilir. Dava konusu olayda da alacaklı, vekalet sözleşmesinden doğan para alacağının ödenmesi için kendi ikametgahı mahkemesinde dava açmış olup, mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.5.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ
E: 2008/3083 K: 2008/9547 T: 07.07.2008
Vekalet Sözleşmesi Davada Yetki İfa Yeri Kuralı
(BK m. 73/1, HUMK m. 10)
Özet: Vekaletnamenin İstanbul Noteri’nde düzenlenmİş olması, vekalet konusu İşlerin İstanbul mahkemelerinde görüleceği ve davacı alacaklı avukatın İstanbul’da oturduğu dikate alındığında, sözleşmenin icra olunacağı yer mahkemesi olan İstanbul’da dava açılabileceği sonucuna varılır.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı avukat olduğunu, davalının vekili olarak İstanbul 4 ve 8.Ticaret Mahkemelerinde görülen davaları takip ettiğini, ancak davalının kendisini 9.1.2006 tarihinde haksız olarak azlettiğini, vekalet akdinin ifa edildiği yerin İstanbul olduğunu, vekalet ücretini ödemeyen davalının ic-
ra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini istemıştır.
Davalı zamanaşımı süresini dolduğunu , mükerrer takip bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemİştir. Mahkemece, davalının ikametgahının Gaziosmanpaşa olduğu, icra
takibinde yetkiye de itiraz edildiği ve yetki itirazının yerinde bulunduğu, itirazın iptali davası açma koşulları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmİş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın vekalet ücret sözleşmesinden kaynaklandığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacının İstanbul 8. İcra Müdürlüğ
ünde vekalet ücretinin tahsili için yaptığı icra takibine davalının diğer hususlarla birlikte yetki yönünden de itirazda bulunduğu, açılan davada da mahkemece yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalının davacıyı Beşiktaş 1. noterliğinde düzenlenen
vekaletname ile vekil tayin ettiği ve davacının vekil olarak İstanbul 4 ve 8. Ticaret Mahkemelerindeki davaları takip ettiği ve davacının İstanbul Mahkemelerinin yetki sınırları içinde oturduğu da dosya kapsamı ile sabittir. HUMK'un 10. maddesinde davananın makavelenin icra olunacağı yer mahkemesinde de açılabileceği hükme bağlanmış olup BK’nın 73/1. maddesinde de borcun bir miktar paradan ibaret olması halinde tediyenin alacaklının verme anında mukim bulunduğu yerde vuku bulunacağı da hükme bağlanmıştır. Tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde davacı nın yetkili icra dairesinde icra takibi yaptığı gibi yetkili mahkemede de dava açtığının kabulü gerekir Mahkemece değinilen bu hususlar gözetilerek İşin esasına girilip hasıl olarak sonuca uygun bir karar verilmesi
gerekirken yazılı şekilde karar verilmİş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 7.7.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.