Mesajı Okuyun
Old 05-03-2007, 22:21   #3
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan Özet Yargıtay Kararları

Taraflar taşınmazda paydaştır. Davalının da mülkiyet hakkına dayalı olarak taşınmazdan yararlanma hakkı mevcuttur, bunun ötesinde taraflar taşınmazın davalı tarafından kullanıldığı tarihte evli olup açılan boşanma davası sebebi ile Türk Medeni Kanununun 197. maddesine göre davalının boşanma davası süresince davacıdan ayrı yaşamaya hakkı vardır. Davalı taşınmazdan yararlanma hakkını seçmiş ve mahkemece de bunun aksine bir tedbir kararı verilmemiştir. Bu sebeple davalının taşınmazı haksız olarak egemenliğinde bulundurduğunu söyleme olanağı yoktur ve bunun sonucu olarak da boşanma davası devam ettiği sürece davalının taşınmazı kullanmasından dolayı davacının bir talepte bulunmasının kanuni dayanağı bulunduğundan bahsetmek mümkün değildir.
__________________________________________________ _____________

6.5.1955 gün 12/18 s. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ifade edildiği üzere, müşterek mülkün kiraya verilmesi önemli idari tasarruflardandır. Değinilen kanuni düzenleme ve yargısal uygulamaya göre pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmayan kira sözleşmelerine geçerlilik tanıma olanağı yoktur. Kira sözleşmesinde yer almayan paydaş yada paydaşların Borçlar Yasasının 248. maddesinde yazılı olan ve kiranın esaslı unsurunu teşkil eden bedelden paylarına düşen miktarı sonradan aldıklarının anlaşılması durumunda ise anılan yasanın 38. maddesi uyarınca kendilerinin taraf olmadığı sözleşmeye icazet verdikleri kabul edilmelidir.
__________________________________________________ _____________

Bu durumda kira sözleşmesi çoğunluk sağlanmadan vuku bulduğu için mutlak butlanla sakattır. Bunun hukuken sabit olduğu âna kadar elde edilmiş kira gelirlerini de ecrimisil hükümleri uyarınca her paydaş payı oranında talep edebilir kanaatindeyim.

İyi çalışmalar dilerim.