Mesajı Okuyun
Old 26-12-2006, 00:17   #27
Av.Ömer KAVİLİ

 
Acil Ankara'nın değişik durumları

Alıntı:
Yazan bahar kesici
merhaba
benim başımda büyük bir sorun var yardımcı olacak meslektaşlara şimdiden teşekkürler...
ben ankara barosu CMK avukatıyım. Bana eylül ayında ağır cezada ırza tasaddi suçunu işlemiş birini savunmam için müdafilik verildi.İlk duruşmada hakim karar vererek bana döndü ve"avukat hanım,sanığı tahliye ettik artık serbest" dedi ve başkaca birşey söylemeden sıradaki duruşmaya geçti.Ben de sanık serbest kaldığı için süre tutum dilekçesi vermedim. Tutanağı almak için kaleme gittiğimde bana gerekçeli kararla birlikte alabileceğimi,kararın da haftaya yazılacağını söylediler.Haftaya gittiğimde hala yazılmamıştı. Bu arada 2 hafta geçmiş oldu. Bir gün kalemdeki memur beni aradı ve aradan 13 gün geçtiği halde temyiz etmediğimi söyledi. Ben de tahliye olduğunu,hatta hakimin bana dönerek bu durumu özellikle belirttiğini ilettim. Ancak memur kararda tahliye gibi bir durumun olmadığını,sanığın 4 yıl hapis cezası aldığını söyledi. Ben şok olmuştum. Daha sonra gerekçeli kararı aldığımda yüzüme söylenenle yazılanların farklı olduğunu gördüm. Üstelik hakim, sanığın saygısız tavırlarından dolayı indirime yer olmadığına da karar vermişti. Oysa sanığın harhangi uygunsuz bir tavrı olmadı. Gerekçeli karar tarafıma tebliğ edilmedi.Bugün ise beni barodan aradılar.Sanığın hakkımda şikayet dilekçesi vermiş olduğunu ilettiler. Sanık da dilekçesinde yüzüne karşı tahliyesinin okunduğunu ancak tahliye edilmediğini,benim de bu duruma seyirci kalarak görevimi ihmal ettiğimi, temyiz süresini benim yüzümden kaçırdığını ve bu nedenle hakkımda inceleme yapılmasını istediğini yazmış. Bu durumda ne yapabilirim? Söz konusu ağır ceza mahkemesi harkesin sorun yaşadığı bir yer, hakim hakkında da pek çok şikayet var. Şimdi temyiz edip durumu anlatsam,süre yönünden reddedilir. Bu kararı da temyiz etsem savunmama esas alınabilir mi?Ama süre tutum vermediğimden bu yol da faydasız gibi geliyor. Yardımlarınızı bekliyorum...

Avukat arkadaşlar,

Yukarıda YAZILMAYAN, YAZILAMAYAN bir şey var, üstelik, yazılmamasının nedeni de, sanıyorum ALIŞTIRILMIŞLIK.

İzninizle gözlemlerimi yazıyorum.
Ankara x Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonu önünde duruşma sırası bekliyoruz.

Salonun kapısında bir yazı :
DURUŞMA ZAPTI ERTESİ GÜN KALEMDEN
hakim

Ankara'lı avukat meslektaşlarıma "bu nedir" diye sordum, "Kavili, takma kafanı, burası Ankara, burda bişey olmaz, burda (Ankara'da) işler yıllardır böyle yürüyor, kimse de bir şey demiyor, sen inat edersen belki sana torpil yaparlar, İstanbul'dan geldim dersin" demişlerdi. Ben başladım işimizdeki hukuk güvenliği, belge güvenliği, kişisel yanılgı, ağırlaştırılmış objektif özen borcu derecesi, meslek kuralları ve daha bir sürü yorucu ve can sıkıcı düşünsel ilkeleri açıklamaya. Sonuç olarak bekleme sırasında mesleksel konuşmalarla zamanımızı değerlendirmiş olduk.
Duruşmaya girdik, çıkarken beklediğimi gören Başkan'ın "imzadan sonra, yarın gelir alırsınız" zorlamasına karşın tutanağın hemen imzalanmasıyla tutanağı hemen almış oldum.
Şöyle bir düşündüm; katıldığımız duruşmanın tutanağı anında verilmeyip ertesi gün verilmek isteniyor ve tutanağı hemen almak için tartışmak gerekiyor.

Peki, bu işleyiş hukuksal mı, hayır, hukuksal değil ve üstelik yasalara da uygun değil; ancak, yalnız ve yalnız BİR ALIŞKANLIK.

İşte bu alışkanlık değişmeli.


Özel kasıt altında yapılmayan yanlışlıkların düzelebileceğine inanmak gerekiyor.

Sayın meslektaşımız eğer isterse, durum incelenebilir ve bilgi paylaşılabilir.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık