Mesajı Okuyun
Old 09-01-2015, 16:25   #8
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Sayın Mihl,
Olayınızda B, bir duruşmaya mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemiştir. B'nin mazeretsiz olarak gelmediği duruşmadan sonra yapılan duruşmaya hem A ve hem B mazeretsiz olarak katılmamıştır. Bu durum da B'nin davayı takip etmeme yönünde irade kullandığı kabul edilecektir. Bu nedenle A'nın yaptığı temyiz itirazı yersiz olup, Yargıtay tarafından kabul edilmeyeceği görüşündeyim. Yukarıda da belirttiğim üzere, asıl olan tarafların davayı takip etmesidir. Diğer bir deyişle taraflar duruşmalara katılmak zorundadırlar. Yani Mahkeme taraflara usulüne uygun tebligat göndererek duruşmaların yapılmaya başlanacağını ve ilk duruşma gün ve saatini taraflara bildirir. Bundan sonra duruşmaları takip etme yükümlülüğü taraflardadır. Her duruşma için mahkeme tebligatla bildirimde bulunmayacaktır. Şayet taraflar -en azından bir tanesi- davayı sonuçlandırmak niyetindeler ise ve duruşmalara katılırlar. Şayet mazeret olarak kabul edilecek bir sebeple, duruşmaya o an için katılamıyorlar ise bu durumu yapılacak duruşmadan önce ilgili mahkemeye bildirmek durumundadırlar. Mahkemeye mazeret bildirilmesi, tarafın davayı halen takip etmekte olduğuna dair bir irade beyanı olarak kabul edilir. Olayınızda B mazeretsiz olarak katıldığı duruşma itibariyle artık davayı takip etmek istemediği yönünde irade kullanmış sayılacaktır. Bunların dışında tarafların katılmadıkları duruşmada belirlenen yeni duruşma gün ve saatini ne şekilde öğrendiklerinin bir önemi yoktur. Umarım bu sefer anlatabilmişimdir. Saygılarımla ...

NOT: Tarafların mazeret bildirmeleri ve taraflarına yeni duruşma gün ve saatinin tebligatla bildirilmesi (dava dosyasına gerekli masraf yatırılmış ise veya halihazırda mevcutsa) yönünde ilgili mahkemeden talepte bulunmaları hususunu ayrı tutuyorum.