Mesajı Okuyun
Old 24-08-2008, 01:37   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Yukarıdaki karardan sonra 30.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4949 sayılı yasa ile yapılan değişiklik aşağıdadır. Buna göre kredi borçlusunun kredi sözleşmesinde belirtilen adresine hesap kat ihtarnamesi banka tarafından gönderilmesi dahi yeterlidir. Yani dönüp 35'e göre tebligat yapılması bile gerekmemektedir. Bu şekilde hesap kat ihtarı tebliğ edildikten sonra aşağıdaki 68/b maddesinin 3. fıkrası gereğince itiraz edilmeyen ihtarname ve tüm içeriği 68/1'deki belgelerden sayılmaktadır. Yine tebligat kanunun 35/son maddesi uyarınca <Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan, imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler...> haline gelen adrese İcra Takibi aşamasında adrese yapılan tebliğin bila tebliğ dönmesi durumunda 35'e göre tebligat yapılabilir.

Sonuç olarak yukarıdaki içtihat yürürlüğünü yitirmiş durumdadır.

Herhalde böyle bir madde bankalara "Nasıl bir madde istersiniz?" diye sorularak kaleme alınmıştır.

Aşağıdaki karar konu ile tam örtüşmemekle birlikte Yargıtay'ın bakış açısı hakkında fikir vermesi bakımından aktarılmıştır.

Alıntı:
İcra ve İflas Kanunu

Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde itirazın kesin olarak kaldırılması:

Madde 68/B - (EKLENMİŞ MADDE RGT: 25.11.1988 RG NO: 20000 KANUN NO: 3494/4)
Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. (DEĞİŞİK CÜMLE RGT: 30.07.2003 RG NO: 25184 KANUN NO: 4949/18) Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 30.07.2003 RG NO: 25184 KANUN NO: 4949/18) (KOD 1)
Süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına, alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 30.07.2003 RG NO: 25184 KANUN NO: 4949/18) (KOD 1)
Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar bu Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden sayılırlar. Krediyi kullanan taraf, itiraz etmediği hesap özetinin dayandığı belgelerde kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılır. Bu hüküm bu Kanunun 150/a maddesinin söz konusu olduğu hallerde de aynen uygulanır.

(EKLENMİŞ FIKRA RGT: 30.07.2003 RG NO: 25184 KANUN NO: 4949/18)
Krediyi kullanan tarafın kredi hesabının kesilmesine veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarname içeriğine itiraz etmiş olması, kredi hesabının kesilmesi ve borcun ödenmesine ilişkin ihtarnameden önce tebliğ edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşmiş bulunan faiz tahakkuk dönemlerine ilişkin hesap özetlerinin muhtevasına itiraz edilmemiş olmasının sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Bu durumda, önceki dönemlere ilişkin kesinleşmiş hesap özetleri hakkında ikinci fıkra hükümleri uygulanır.



Alıntı:
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/26263
Karar: 2005/2687
Karar Tarihi: 14.02.2005

ÖZET: Alacaklı Citibank vekili tarafından borçlu Mustafa hakkında 5.239.140.804 TL. asıl alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve borçlunun kredi kartı sözleşmesindeki adresine gönderilen örnek 49 no'lu ödeme emrinin tebliğ edilemediği anlaşılmıştır. Alacaklı vekilinin 10.10.2001 tarihinde icra dairesine başvurduğu ve borçluya ödeme emrinin 7201 sayılı kanunun 35. maddesine göre tebliğ edilmesinin talep edildiği ve icra müdürlüğünce bu istek kabul edilerek ödeme emrinin adı geçene anılan maddeye göre tebliğ edildiği tespit edilmiştir. 7201 sayılı kanunun 35/son maddesinin olayda uygulanması mümkün değildir. Zira, takip dayanağı kredi kartı sözleşmesi resmi merciler önünde düzenlenmediği gibi, alacaklı banka kamu kurumu niteliğinde de değildir. Bu durumda, borçluya daha evvel usulüne uygun olarak tebligat yapılmadan bu adresini değiştirdiğinden bahisle doğrudan doğruya 35/son maddeye göre tebligat yapılamaz.

(7201 S. K. m. 35/son) (2004 S. K. m. 68/b-1)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı Citibank vekili tarafından borçlu Mustafa hakkında 5.239.140.804 TL. asıl alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve borçlunun kredi kartı sözleşmesindeki adresine gönderilen örnek 49 no'lu ödeme emrinin tebliğ edilemediği anlaşılmıştır. Alacaklı vekilinin 10.10.2001 tarihinde icra dairesine başvurduğu ve borçluya ödeme emrinin 7201 sayılı kanunun 35. maddesine göre tebliğ edilmesinin talep edildiği ve icra müdürlüğünce bu istek kabul edilerek ödeme emrinin adı geçene anılan maddeye göre tebliğ edildiği tespit edilmiştir. 7201 sayılı kanunun 35/son maddesinin olayda uygulanması mümkün değildir. Zira, takip dayanağı kredi kartı sözleşmesi resmi merciler önünde düzenlenmediği gibi, alacaklı banka kamu kurumu niteliğinde de değildir. Bu durumda, borçluya daha evvel usulüne uygun olarak tebligat yapılmadan bu adresini değiştirdiğinden bahisle doğrudan doğruya 35/son maddeye göre tebligat yapılamaz.

Ayrıca, İİK' nun 4949 sayılı kanunla değişik 68/b-1.maddesinde öngörülen ve sözleşmedeki adres değişikliğinin bildirilmediği durumlarda tebligatın eski adrese ulaştığı tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceğine ilişkin değişikliğinde olayda uygulanmasına yasal olanak yoktur. Zira, İİK' nun 68/b maddesini değiştiren hüküm 30.07.2003 tarihinden sonra gönderilen hesap özetleri ve ihtarnamelerde uygulanır. ( 5092 sayılı kanun madde 10 ile değiştirilen geçici 5/13. madde ). O halde, icra dairesinin yukarıdan beri açıklanan ödeme emri tebliği ile ilgili işlemleri yasaya aykırı olup bu durumda, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 14.02.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.