Mesajı Okuyun
Old 03-03-2014, 18:06   #15
Av. Rıdvan

 
Varsayılan

T.C. DANIŞTAY
10.Dairesi

Esas: 1994/7079
Karar: 1996/6037
Karar Tarihi: 16.10.1996

İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ - İZMİR İL ÖZEL İDARESİNE AİT OLAN TAŞINMAZA DAVACININ TECAVÜZÜ - FİİLİ ZİLYETLİĞİN 3091 SAYILI YASADA BELİRTİLEN USULE UYGUN OLARAK SAPTANMASI ZORUNLULUĞU - DAVANIN REDDİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Fiili zilyetliğin, 3091 sayılı yasada belirtilen usule uygun olarak yapılacak bir soruşturma ile saptanması gerektiği halde, yasaya aykırı olarak tesis edilen işlemin iptali gerekirken, uyuşmazlık konusu taşınmazın tapuda il özel idaresi adına kayıtlı olduğu, davacının bu taşınmazı üçüncü kişilere kiralamış olmasının zilyet olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle davayı reddeden idare mahkemesi kararı hukuka aykırıdır.

(3091 S. K. m. 1, 4, 5, 6, 8)

İstemin Özeti: İdare Mahkemesinin kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü:

Dava, mülkiyeti İzmir İl Özel İdaresine ait olan taşınmaza davacının tecavüzünün men'ine ilişkin olarak tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesi kararıyla; 3091 sayılı Yasanın amacının, emniyet ve asayişin, tasarrufa ilişkin güvenliğin ve kamu düzeninin sağlanması olduğu, dava dosyası ile Mahkemenin E: 1991/786 esas sayısına kayıtlı dava dosyasının birlikte incelenmesinden, İ. ili, Ç. ilçesi, İ. Mahallesi, 9 parsel sayılı uyuşmazlık konusu taşınmazın 1. İl Özel İdaresi adına kayıtlı bulunduğunun, taşınmaza yapılan tecavüzlerin idari makamlarca önlendiğinin, son olarak taşınmaz mala ç. Y. İhtisas Spor Kulübü Derneği tarafından yapılan tecavüz ve müdahalenin ç. Kaymakamlığının kararı ile men edildiğinin, bu kararın kesinleşerek uygulandığının ve taşınmaz malın İl Özel İdaresi temsilcisine teslim edildiğinin, bu karara karşın davacının taşınmaza tecavüzde bulunduğunun belirlenmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı, tapuda İl Özel İdaresi adına kayıtlı bulunan taşınmazın davacı tarafından bir spor kulübüne kiralanmış olmasının, davacının uyuşmazlık konusu taşınmaza malik ve zilyed olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

Davacı, hukuka aykırı olduğu savıyla anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

3091 sayılı Yasanın 1. maddesi, bu yasanın amacının, gerçek veya tüzelkişilerin zilyed bulunduğu taşınmaz mallarla, kamu idareleri, kamu kurumları ve kuruluşları veya bunlar tarafından idare olunan veya Devlete ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlere veya menfaati umuma ait olan taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahalelerin, idari makamlar tarafından önlenmesi suretiyle tasarrufa ilişkin güvenliği ve kamu düzenini sağlamak olduğu belirtilmiştir.

Aynı Yasanın 4. maddesinde, yetkililerin, tecavüz veya müdahalenin yapıldığını öğrendikleri tarihten itibaren altmış gün içinde idari makama başvuruda bulunmalarının gerektiği, ancak tecavüz veya müdahalenin oluşundan itibaren bir yıl geçtikten sonra bu makamlara başvuruda bulunulamayacağı kurala bağlandıktan sonra, aynı maddenin son fıkrasında, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerle kamunun yararlanmasına açık olan taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahalelerde süre koşulunun aranmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu maddeden; Yasa koyucunun, kamunun kullanımına açık taşınmaz mallara yönelik tecavüz ve müdahalelerin, fiili zilyetlik durumuna bakılmaksızın önlenmesini, kamu malları dışındaki; kamu idareleri, kamu kurum ye kuruluşlarına ait veya bunlar tarafından idare olunan taşınmaz mallarla, gerçek ve tüzel kişilerin zilyetliğindeki taşınmaz mallara yönelik tecavüz ve müdahale olaylarında ise fiili zilyetliğin korunmasını amaçladığı anlaşılmaktadır.

3091 sayılı Yasa, taşınmaz zilyetliğinin korunması ve bu yüzden çıkabilecek olayların önlenmesi amacını güder ve mülkiyet iddiası, bu yasaya göre zilyedin korunmasına engel oluşturmaz.

Fiili zilyetliğin idari yoldan korunması amacıyla yapılan başvuru üzerine; karar vermeye yetkili kişiler veya bunların görevlendirileceği bir veya birkaç memur tarafından soruşturma yapılacağı, soruşturmayı yapan kişilere gerektiğinde teknik eleman ve yardımcının verileceği; soruşturma memurunca tarafların tanıklarının dinleneceği, gerekli görüldüğü takdirde tarafsız kişilerin ve ilgisine göre hazine, özel idare ve belediye temsilcilerinin, köy muhtar ve ihtiyar kurulu üyelerinin de dinlenebileceği, ifadelerin, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunundaki hükümler dairesinde yeminli olarak alınacağı; soruşturmanın yapılacağı yer, tarih ve saatin taraflara tebliğ edileceği 3091 sayılı Yasanın 5, 6 ve 8. maddelerinde düzenlenmiştir.

Dava konusu işleme dayanak oluşturan işlemlere ait dosyanın dava dosyasında bulunmaması nedeniyle Dairemizce verilen ara kararları ile getirtilen belgelerin incelenmesinden, soruşturmanın yapılacağına ilişkin olarak davacıya herhangi bir bildirim yapılmadan, tanıkları dinlenilmeden dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, fiili zilyetliğin, 3091 sayılı Yasada belirtilen usule uygun olarak yapılacak bir soruşturma ile saptanması gerektiği halde, yasaya aykırı olarak tesis edilen işlemin iptali gerekirken, uyuşmazlık konusu taşınmazın tapuda il özel idaresi adına kayıtlı olduğu, davacının bu taşınmazı üçüncü kişilere kiralamış olmasının zilyed olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle davayı reddeden idare mahkemesi kararı hukuka aykırıdır.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesinin kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, ara kararı ile getirtilen Ç. Sulh Ceza Mahkemesinin ve İdare Mahkemesinin dava dosyalarının ilgili mahkemelere iadesine 16.10.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı