Mesajı Okuyun
Old 27-01-2009, 12:37   #6
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Kamulaştırma K.nun 38.md. el atma tarihinden itibaren 20 yıl geçmekle mal sahibinin her türlü dava hakkı düşeceğini öngörmekte idi. Gerçi bu madde Anayasa mahkemesinin 04.11.2003 tarihinde yürürlüğe giren kararı ile iptal edilmiş ise de HGK.nun 25.05.2005 T. 288-352 sayılı kararı (http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=8948 ) ile: Anayasa mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği görüşünden giderek, 04.11.2003 tarihine kadar 20 yıllık sürenin dolması halinde, idare lehine doğan hakkın ortadan kalkmayacağına , idare yararına doğan kazanılmış mülkiyet hakkının Anayasa Mahkemesi kararından etkilenmeyeceğine ,bu halde hak düşürücü sürenin uygulanacağına karar vermiştir.

İdarenin taşınmaza el attığı tarihi itibariyle bakıldığında

08.09.1956 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan 31.08.1956 Tarihli ve 6830 Sayılı İstimlak Kanunu’ nda, bu kanunun uygulanması nedeniyle çıkacak ihtilaflardan kaynaklanan davalarda herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir. 6830 sayılı İstimlak Kanununun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma kanunlarının gözönünde tuttuğu maksatlara fiilen tahsis edilmiş olan gayrimenkullerin ilgili amme hükmi şahsı veya müessesesi adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılacağı” hükmünü getiren 05.01.1961 Tarihli ve 221 Sayılı Kanun ise bu işlemlerinden kaynaklanabilecek davalar için iki yıllık hak düşürücü süre öngörmüştür. Dolayısı ile, 1961 yılından önce fiilen elatılmış taşınmazlara bu yasa hükümleri uygulanacak ve bu taşınmazlar bakımından açılması olası davalar iki yıllık hak düşürücü süreye tabi olacak, bu tarihten sonra elatılan yerler hakkında ise 1983 Tarihli Kamulaştırma Kanunu yürürlüğe girinceye dek herhangi bir hak düşürücü süre uygulanmayacaktır.

Bütün bu durumlar karşısında 1969 yılında idarenin fiilen kamulaştırmadan el atmış olduğu taşınmazın 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında hak düşürücü süre açısından değerlendirilmesi mi gerekiyor?