Mesajı Okuyun
Old 29-12-2012, 23:27   #3
sibel19

 
Varsayılan

Merhaba Melih Bey,

İsabetli sorularınız çerçevesinde araştırmamı daha da genişletme gereği duydum.

Gerçekten tüketici işlemi ve bankacılık işlemi arasındaki farkın belirlenmesi gerekir.

Buna ilişkin İnternette Prof. Dr. Seza Reisoğlu'nun vermiş olduğu sunum metnine http://www.tbb.org.tr/Dosyalar/Arast.../SReisoglu.doc linkinden ulaştım.

Bu metinde "Bankacılık faaliyetleri şeklinde verilen tüm hizmetlerin, 4077 sayılı kanunun tanımlandığı tüketici işlemi kapsamına girip girmediği üzerinde de durmak gerekir. Yasaya göre “Hizmet: (Md. 3/d) bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti” “sağlayıcı” (Md. 3/g) ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri, “Tüketici işlemi (Md. 3/h) hizmet piyasalarında tüketici ile sağlayıcı arasında uygulanan her türlü hukuki işlemi” ifade eder. Bu tanımlar gözönünde tutulduğunda; gerçek kişilere – ticari şirketler dışında tüzel kişilere” verilen tüm hizmetler tüketici işlemi sayılabilecek ve 4077 sayılı Yasaya tabi olduğu ileri sürülebilecektir. O takdirde Bankaların gerçek kişilere ve bazı tüzel kişilere verecekleri tüm bankacılık hizmetleri örneğin gerçek kişilere verilen her çeşit krediler; tasarruf mevduatları – bir ücret veya menfaat karşılığı olduğundan 4077 sayılı yasa kapsamında sayılacaktır. Nakdi krediler 10. madde kapsamında tüketici kredisi sayılırken; gayri nakdi krediler genel olarak tüketici işlemi sayılabilecektir.

Buna karşılık Bankacılık faaliyetleri özel bir yasa olan Bankacılık Yasasına tabi olup; Bankalar karşısında özel veya tüzel kişiler hakkında koruyucu düzenlemeler Bankacılık Yasasında yer almaktadır. Ayrıca Bankacılık Yasasında yer alan bütün muamele fiil ve işler ticari iş sayıldığı gibi (TTK. Md. 3), tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, Bankalar Kanununda tanzim olunan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bunun istisnası herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve telif hakkından doğan davalardır. (TTK. Md. 4/6) Bir Kararında Yargıtay da (11 HD 15.10.1999 5782/7900) tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Ticaret Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici sözleşmeleri sayılmayacağını kararlaştırmıştır. Bu görüş kabul edildiği takdirde Bankacılık Kanununda düzenlenen bankacılık faaliyetlerinin –verilen hizmetlerin- tüketicinin korunması hakkında kanuna tabi olması için açıkça, 4077 sayılı Yasada yer alması veya bu yasaya atıf yapılması gerekecektir. Nitekim 4077 sayılı Yasada kredi veren tanımı içinde “tüketiciye nakdi kredi vermeye yetkili banka” ya yer verildikten sonra (Md. 3/k) 10. maddede genel olarak bankalarca verilen tüketici kredileri, 10/A maddesinde nakdi krediye dönüşen kredi kartı harcamaları ve 10/B maddesinde konut finansman kuruluşları olan bankaların tüketicilere verdikleri konut kredileri düzenlenmiştir.

Bakanlık tarafından hazırlanan Taslakta, (l) bendinde “müteşebbis: …. kendi işi, işletmesi, zanaatı veya mesleğine ilişkin ticari amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek ya da tüzel kişi” t) bendinde “Tüketici işlemi, hizmet piyasalarında tüketici ile müteşebbis arasında yapılan her türlü hukuki işlem” şeklinde tanımlanmış, “Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlıklı 9/A maddesinde Finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına ilişkin “finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler düzenlenmiştir.

Taslaktaki yeni düzenlemeler yasalaştığı, özellikle “müteşebbis” tanımının bankaları da kapsadığı kabul edildiği takdirde, gerçek kişilere verilen her türlü banka hizmetinin 4077 sayılı yasa hükümlerine tabi olacağı iddiaları ağırlık kazanacaktır
." denilmektedir.