Mesajı Okuyun
Old 01-03-2002, 22:50   #1
İsmail Murat

 
Varsayılan Hem Davalı Hem Davacı

Kooperatifimizin yönetim kurulu, yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla genel kurulda ibra edilmeyerek görevinden azledildi. Ancak kongrede hesap tetkik komisyonu kurulması unutuldu. Yeni yönetim de iddia olunan yolsuzluklar için hiçbir hukuki girişimde bulunmadı.
Azledilen eski yönetim kurulu başkanı ise kooperatifin yeni yönetim kuruluna karşı Asliye Ticaret Mahkemesi'nde dava açtı, "Haksız ibra edilmediğini" iddia ederek, ibrasını istedi.
Bilirkişi raporunda, "İddialar, davacının ibra edilmediği çalışma yılını kapsamıyor. Olaylar daha önceki yıllarda olmuş ve ibra edilmiş" denildi.
Kooperatif avukatları ise olayımızda TTK 380'inci maddesinin geçerli olduğunu, geçtiğimiz yıllardaki bilançolarda yolsuz hareketlerin belli olmadığını savunup, bilirkişiye itiraz ettiler. Tam bu sırada devrik yönetim, yeni seçilen yönetimle işbirliği yaparak, kooperatif yönetimini tekrar ele geçirdi.
Bu şahıs, yönetimi tekrar ele geçirir geçirmez kooperatif avukatlarını davadan çekti. Kendi avukatını kooperatif adına mahkemeye göndererek, davacının (Yani ibrasını isteyen kendisinin) haklı olduğunu, davanın kabulü gerektiğini, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazı da geri çektiklerini bildirdi. Doğal olarak mahkeme tarafından ibra edildi.
1- Bir şahıs hem davacı, hem de davalı olabilir mi? Bu şahıs, yönetimden azledilince kooperatifi dava edip ibrasını istedikten bir sene sonra, tekrar kooperatif yöneticisi olarak, davacının (Yani yine kendisinin) haklı olduğunu beyanla, davanın kabulünü isteyebilir mi?
2- Bir avukat hem davalının, hem de davacının avukatlığını yapabilir mi?


28-01-2001 15:39:31