Mesajı Okuyun
Old 25-04-2004, 22:47   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Adli Ve Önleme Aramaları yön.9.Ve 20.Madeleri İptal Edildi.

[2 Mart 2004] AB uyum yasaları kapsamında, Mayıs 2003'te çıkarılan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği polis tarafından şüpheli durumlarda kişilerin üstü, eşyası, aracı, özel kâğıtları, konut ve işyerinin aranmasında uyulacak esas ve usulleri düzenlemektedir. İzmir Barosunca Yönetmeliğin özel hayatın gizliliği, konut ve işyeri dokunulmazlığı'nı ihlal ettiği gerekçesiyle dava açılmış ve dava Danıştay 10. Dairesince 11 Kasım 2003 tarihinde karara bağlanmıştır.




Danıştay 10. Dairesi, Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin 9. ve 20. maddelerini Anayasa'ya aykırı olduğu, temel hak ve hürriyetlerin ihlaline yol açacağı gerekçesiyle iptal etti.


AB uyum yasaları kapsamında, Mayıs 2003'te çıkarılan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği polis tarafından şüpheli durumlarda kişilerin üstü, eşyası, aracı, özel kâğıtları, konut ve işyerinin aranmasında uyulacak esas ve usulleri düzenlemektedir. İzmir Barosunca Yönetmeliğin özel hayatın gizliliği, konut ve işyeri dokunulmazlığı'nı ihlal ettiği gerekçesiyle dava açılmış ve dava Danıştay 10. Dairesince karar bağlanmıştır.

Danıştay Savcısı Zümrüt Oden, mütalaasında, 'konut dokunulmazlığı ve özel hayatın gizliliği' ilkelerinin Anayasa'yla korunduğuna dikkat çekerek, şu görüşleri savundu: "Anayasa'ya göre kimsenin üstünün, özel eşyalarının, konutunun aranmaması temel kuraldır. Anayasa'nın 12. maddesine göre, herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerden olan özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığı hakkı, ancak hâkim kararı ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kanunla yetkili kılınmış mercinin yazılı emri ile sınırlandırılabilir. Bunun dışında, bu hakların 'kişinin rızası' ile bile olsa sınırlanması, Anayasa'da öngörülmemiştir. Ayrıca 'rıza ile arama' maddesi, 'Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda yapılan değişiklerin uygulanması amacıyla düzenlenen bu yönetmeliği de işlevsiz kılacak, amacını saptıracaktır."

Davayı 11 Kasım 2003'te karara bağlayarak İzmir Barosu'na tebliğ eden Danıştay 10. Dairesi de, savcının görüşleri doğrultusunda söz konusu iki maddeyi Anayasa'ya aykırı bularal iptal etti. Kararda şöyle denildi: "Anayasa'nın sıkı bir şekilde korumakla yetinmeyip, sınırlama ölçütlerini de sıkı kurallara bağladığı temel haklardan olan 'özel hayatın gizliliği' ve 'konut dokunulmazlığı' hakkından tümüyle vazgeçilmesi anlamına gelen 'rıza ile arama' müessesesinin, bu hakların ihlalini kolaylaştıracağı ve Anayasa ile getirilen korumayı işlevsiz hale getireceği açıktır."
İptal edilen maddeler

Madde 9: Rıza ile arama, hâkim kararı veya kanunla yetkili kılınmış mercinin yazılı emri bulunmaksızın, kişinin rızasına dayanılarak yapılan aramadır. Rızasını almak için kolluk memuru, ilgili kişiye, bağlı bulunduğu birimi bildirir ve kimliğini gösterir; yapılan aramanın konusunu ve aramanın yapılmasına temel oluşturan sebebi açıklar; aramayı kabul etmeme hakkı olduğunu hatırlatır; kişinin rızası alındıktan sonra imzası alınır ve arama işlemine başlanır. Kişinin aramaya rızası bulunmadığını bildirdiği hallerde kolluk gücü, takdirine göre aranacak yerin etrafında gerekli tedbirleri alır ve arama kararı olmak üzere gerekli başvuruyu yapar.

Arama işlemi tutanağa bağlıdır.


Madde 20/2: 9. madde gereğince rıza ile yapılacak aramada, memur önce aramanın amacını bildirir, izin verme yetkisine sahip kişiye rıza göstermeye mecbur olmadığını söyler ve izin verme yetkisine sahip olan kişinin rızasını saptar. Ancak bu kişiyi, el konulan eşyanın delil olarak kullanılabileceği hususunda bilgilendirir. Aramanın ne sıfatla yapıldığı, arama yapılan kişiye bildirilir.


Barolar Birliği Web Sayfasından Alınmıştır.