Mesajı Okuyun
Old 28-11-2008, 19:35   #5
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2000/11-125

K. 2000/130

T. 23.2.2000

• MENFİ TESPİT DAVASI ( Taşıma İlişkisinin ve Senedin Teminat Senedi Olduğunun İspatı )

• TEMİNAT SENEDİ ( Taşıma İlişkisinin ve Senedin Teminat Senedi Olduğunun İspatının da Ancak Senetle İspat Edilebilmesi )

• SENEDE KARŞI İDDİALAR ( Senedin Hüküm ve Kuvvetini Ortadan Kaldıracak Hukuki İşlemlerin de Ancak Senetle İspatlanabilmesi )

• YEMİN TEKLİF ETME HAKKI ( Davacının İddiasını Kanıtlayamaması Üzerine Bu Hakkının Hatırlatılarak Sonucuna Göre Karar Verilmesinin Gerekmesi )

1086/m.288,290,337

ÖZET : Hukuki ilişki ancak yazılı delille ispat edilebilir. Açık muvafakat olmadıkça tanık dinlenemez. Ayrıca senede karşı her çeşit iddia, senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak hukuki işlemler de ancak senetle ispatlanabilir. Somut olayda, davacı taşıma ilişkisine dair bir yazılı belge ibraz edememiştir. Karşı taraf ise, taşıma ilişkisini inkar etmiş ve tanık dinlenmesine muvafakat etmemiştir. Kaldı ki, taşıma ilişkisi kanıtlansa bile, dava konusu bonoların teminat karşılığı verildiği, ancak yazılı belge ile ispat edilebilir. Emsal gösterilen dosyalarda taraflar arasında yazılı sözleşme bulunması ve söz konusu sözleşmelerde teminat senedi alındığının belirtilmesi bu dosya açısandan emsal teşkil etmez. Davacı iddiasını kanıtlayamamıştır. Yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü yönünde hüküm tesisi hatalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki "menfi tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 24.6.1998 tarih ve 1995/476 E., 1998/640 K. sayılı kararın incelenmesi, davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 1.2.1999 tarih ve 1998/9018-1999/289 sayılı ilamı ile; ( ... Davacı vekili, müvekkilinin davalıların M. T. adıyla işlettikleri fırma adına A. V P hkokulu servisini yaptığını, her öğretim yılı başında yeni sözleşme imzalandığını, servis sırasında ortaya çıkacak maddi zararlara karşılık ya da komisyon borcunun güvence altına alınması için kendilerinden açık vadeli bonolar alındığını, yeni çıkan yönetmelik ile müvekkilinin Ankara Servisçiler Odası'na kaydolduğunu, M. T.yle ilişkisinin yasal zorunluluk nedeniyle kesildiğini ileri sürerek, toplam bedeli 120.000.000 lira olan iki adet bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; müvekkili H.nin davacıdan senet almadığmı, herhangi bir ilişkisi bulunmadığını, müvekkili A.nın ise davacıya senet karşılığı her biri 40.000.000 lira bedelli 3 adet bono aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, fırma adına komisyon karşılığı sözleşme yapan araç sahiplerinden taşımanın aksamaması için teminat senedi alındığı ve bir sonraki yıl birlikte çalışılacağı düşüncesiyle, öğretim yılı sonunda iade edilmediği, senet alındığına dair belge tanzim edilmediği ve bu hususların teamül haline geldiği, bu durumda davanın subut bulduğu gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, menfı tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalının işlettiği fırma adına minibüsünü ilkokul servisi olarak çalıştırdığını, ancak servis sırasında meydana gelebilecek zararlar ve komisyon borcunun güvencesi olarak davalı yana bonolar verdiğini ileri sürerek, söz konusu bonolardan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili, taraflar arasında bir taşıma ilişkisi bulunmadığını, bonoların borç para karşılığı verildiğini savunmuştur.
HUMK'nun 288 vd. maddeleri uyarınca, hukuki ilişkinin ancak yazılı kanıtla kanıtlanabileceği ve karşı tarafın açık muvafakatı olmadıkça bu hususta tanık dinlenemeyeceği öngörülmüştür. Bunun yanında yine aynı kanunun 290. maddesinde, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı def'i olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin de, ancak senetle kanıtlanabileceği düzenlenmiştir.
Somut olaya gelince, davacı yan, taraflar arasında bir taşıma ilişkisi olduğuna dair yazılı bir kanıt ibraz etmemiş, davalı yan da, taşıma ilişkisini inkar ettiği gibi, bu konuda tanık dinletilmesine de, muvafakat etmemiştir.
Kaldı ki, taşıma ilişkisi kanıtlansa bile, dava konusu bonoların teminat karşılığı verildiği yalnız yazılı kanıtla kanıtlanabilir.
Emsal gösterilen kararda taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunduğu ve söz konusu sözleşmede teminat senedi olduğu iddia edilen senetlerin bedeline denk miktarda teminat senedi verileceğinin yazılı bulunduğu tespit edilmiş olmasına göre, iş bu dosyaya emsal teşkil ettiği de, kabul edilemez.
Bu durumda mahkemece, davacının iddiasını yazılı kanıtla kanıtlamamış olmasına ve kanıt listesinde her türlü yasal delile dayanmış bulunmasına göre, HUMK'nun 337 vd. maddeleri uyarınca, davacı yana yemin teklif etme hakkı hatırlatılmak ve sonucuna göre hüküm kurulmak gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çeyrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hükme etkili itirazların Yargıtay 11. Dairesi'nin 1.2.1999 tarih ve 1998/9018 E., 1999/289 K, sayılı ilamında ayn ayn ele alınıp cevaplandırılmış bulunmasına ve özellikle davacı tarafça dava dilekçesinde yazılı taşıma sözleşmesinin varlığının iddia edilmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca de benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.2.2000 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.