Mesajı Okuyun
Old 02-02-2007, 14:43   #13
Av.Duran Küçüköner

 
Varsayılan

Esas No:2006/5136
Karar No:2006/7534
Kaynak:ilam
İlgili Maddeler:İİK 338,346,349
İlgili Kavramlar:İCRA SUÇLARINDA ŞİKAYET DİLEKÇESİ

YARGITAY 16.HUKUK DAİRESİ KARARIDIR Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık Ş.G.E hakkında yapılan yargılama sonucunda 5358 sayılı kanunla değişik İİK'nın 338/1 maddesindeki eyleme ilişkin cezanın hafif hapis cezasından hapis cezasına dönüştürüldüğü,sanığın müsnet suçtan dolayı kovuşturulabilmesi için hakkında iddianame düzenlenmesi gerektiğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8 maddesi gereğince muhakemenin durmasına,sanık hakkında müsnet suçtan iddianame tanzimi için dosyanın İzmir C.Başsavcılığına gönderilmesine dair İ...İcra Mahkemesinin 29.11.2005 tarih ve ..E/K Sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin İ..Ağır Ceza Mahkemesinin 30/12/2005 tarih ve ...müt sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 20/7/2006 gün ve..sayılı yazılı emrini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 17/8/2006 gün ve sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi,

Tebliğnamede,dosya kapsamına göre,1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanunla değişik 2004 sy İİK'nın 346/3.maddesindeki 'Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara,"icra mahkemesince bakılır"ve aynı kanunun "muhakeme usulü"başlıklı 349/1maddesindeki,"Şikayet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır.Dilekçeyi veya dava beyanını alan icra mahkemesi duruşma için hemen bir gün tayin edip şikayetçinin imzasını alır ve maznuna celpname gönderir.Şahit gösterilmişse o da celp olunur."hükümleri uyarınca anılan Kanun'da yer alan suçlar ile ilgili kovuşturmanın,doğrudan icra mahkemesine yapılacak şikayetler üzerine yapılması gerektiği,338/1 maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçu yönünden farklı bir muhakeme usulü öngörülmediği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan,anılan hükmün 5271 sayılı CMK'nın 309.maddesi gereği bozulmasına işaret edilmiştir.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre,1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanunla değişik 2004 sy.İİK'nın 346/3 maddesindeki "Bu bapta yer alan suçlarla ilgili davalara icra mahkemesince bakılır" ve aynı Kanun'un "Muhakeme Usulü"başlıklı 349/1 maddesindeki "şikayet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır.Dilekçeyi veya dava beyanını alan icra mahkemesi duruşma için hemen bir gün tayin edip şikayetçinin imzasını alır ve maznuna celpname gönderir.Şahit gösterilmişse o da celp olunur."hükümleri uyarınca anılan kanunda yer alan suçlarla ilgili kovuşturmanın doğrudan icra mahkemesine yapılacak şikayetler üzerine yürütülmesinin gerektiği,kaldı ki İİK'nın 338.maddesinde alacaklının şikayeti arandığı gibi,bu maddede düzenlenen suç yönünden farklı bir muhakeme usulü de öngörülmedigi gözetilmeden,itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının yazılı emre atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle ve KANUNA AYKIRILIK HALİNİN GİDERİLMESİNİN DE BAŞKACA HALLİNİN MÜMKÜN BULUNMADIĞI anlaşılmakla,UYGULAMADA BİRLİĞİN SAĞLANMASI AMACIYLA İ..Ağır Ceza Mahkemesinin 30/12/2005 tarih ve ..sayılı müt.kararının BOZULMASINA,dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 24/11/2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

www.adalet.org sitesinden alıntıdır