Mesajı Okuyun
Old 19-04-2007, 13:48   #5
Av.Duran Küçüköner

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas : 1999/10-17
Karar : 1999/35
Tarih : 03.02.1999

ÖZET : Davacının murisinin davalı işverene ilişkin işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve sair davalı Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tespitine ait isteminde tanıkların sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Bu halde dosyadaki çalışma iddiası kanıtlanamadığından bu süreye ait talebin reddine karar verilmesi gerekir.

(1475 sayılı İş K. m. 9)

KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki "hizmet tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.12.1997 tarih ve E.97/113- K. 97/555 s. kararın tetkiki davalı Sosyal Sigortalar Kurumu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 9.3.1998 tarih ve E.98/1408- K.98/1701 s. ilamı ile; (...1- Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacının murisi Şerif Bahar’ın davalı işverene ilişkin işyerinde 30.5.1988- 30.3.1992 tarihleri arasında hizmet aktine dayalı olarak geçen ve sair davalı Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tespitine ait istemi mahkemece aynen kabul edilmiştir.

Sigortalı işçinin işe giriş bildirgesi 1.8.1990 gününde verilmiştir. Dinlenen tanıklar 1.8.1990 gününden sonra işyerinde çalışan kişilerdir. Bildirge gününden önce davacının miras bırakanının davalı işyerinde çalıştığına ait yeterli kanıt yoktur. Tanıkların sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır.

Bu halde dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgelere nazaran 30.5.1988- 1.8.1990 tarihleri arasındaki çalışma iddiası kanıtlanamadığından bu süreye ait talebin reddine karar verilmek gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülmek suretiyle bütün talebin kabulü yolunda hüküm tesis edilmiş bulunması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

O durumda davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici sebeplere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bu sebeple direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç avalı SSK. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 3.2.1999 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.


T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi

Esas : 2003/8988
Karar : 2004/143
Tarih : 20.01.2004



KARAR METNİ :
Davacılar, murisleri Hüseyin Özdemir´in davalılardan işverene ilişkin işyerinde 1998 yılı Mayıs ayından 05.06.2000 gününe kadar sigortalı olarak çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği biçimde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ercan Turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Davacıların miras bırakanı Hüseyin Özdemir´in, 1998 yılı mayıs ayından ölüm gününe dek davalı şirkete ilişkin işyerinde çalıştığının tespitine yönelik davanın yargılaması sonucunda, Hüseyin Özdemir´in 01.5.1998-15.6.2000 tarihleri arasındaki sürede, Barış PVC Tic. ve San. Ltd. Şti. işyerinde, şirketin kuruluş gününden önceki dönemde ise şirket ortağı Berkant Barış´a ilişkin işyerinde çalışmasının tespitine karar verilmiştir.

Davalı şirketin 16.5.2000 gününde kurularak tüzel kişilik kazandığına ait bilgi ve belgeler gözetilerek, hüküm fıkrasında çalışmaların ağırlıklı kısmının yanında geçtiği kabul edilen şirket ortağı Berkant Barış´a yöntemince husumet yöneltilip, iddia konusundaki savunması alınarak göstereceği kanıtlar toplandıktan sonra hakkında hüküm kurulması gereğinin gözetilmemiş olması,

Vazgeçilemez ve devredilemez nitelikteki temel haklardan olan sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ait davalardan olduğu, bu nedenle; sigortalının işkazası sonucu öldüğü yolundaki iddia da gözetilerek konuya ait ceza soruşturması ve sigorta müfettişi incelemesi yapılıp yapılmadığı araştırılarak bu konudaki belgeler getirtilip elde edilecek belgelere çalışma ilişkisi yönünden yansıyan bilgilerin toplanması, davalı Kurum yanıtında belirtildiği üzere 506 s. Kanun kapsamına alınmış olan şirket tarafından davaya konu dönem içerisinde verilmiş bulunan dönem bordroları getirtilerek aynı dönemde çalışan tanıkların bilgilerine baş vurulması, şirket kuruluşundan önceki dönem konusunda da birlikte veya yakın işyerlerinde çalışan yada işyeri sahibi konumunda olan kişilerin tespitiyle tanıklıklarına baş vurulması, ölen sigortalının kendi nam ve hesabına çalışan kişi olduğu iddiaları gözetilerek, Hüseyin Özdemir´in vergi ve Bağ-Kur sigortalılık kayıtlarının bulunup bulunmadığının araştırılması, gerek görüldüğünde re´sen toplanacak sair kanıtların da değerlendirilmesiyle oluşacak kanıya göre sonuca varılması gereği üzerinde durulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı biçimde karar verilmiş olması; ayrıca Anayasanın 73. maddesi ile 3065 S. Katma Değer Vergisi Yasasının 20. maddesi hükümlerine göre, lehine hüküm kurulan taraf vekilinin hizmetinden yararlanan kişi olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmayan davada haksız çıkan taraf aleyhine, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 423. maddesi hükmüne aykırı olarak 04.12.2002 gününde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 21. maddesi gereğince asgari ücret ile birlikte Katma Değer Vergisine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

O durumda davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, 20.01.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.