Mesajı Okuyun
Old 09-01-2009, 15:31   #5
av. jülide keleş yarışan

 
Varsayılan

YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİNİN DÜZELTTİĞİ BOZMA KARARI:
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin düzelttiği 9.5.1996 Tarih E. 1751-K. 4287 Sayılı ( BOZMA ) Kararı: Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflar adına gelen olmadığından incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyize dilekçenin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi ğereği konuşulup düşünüldü.
Davacı Belediye, davalı şirket ile Finansal kiralama sözleşmesini imzaladıklarını, sözleşme ile bir adet tekoloder, bir adet 45 dizel hava Kompresörü, ve kırıcı kiraladığını, ilçede meydana gelen olaylarda kiralanan araçların haraç olduğunu, BK. 117 maddesi gereğince sözleşmenin fiili imkansızlık nedeniyle uygulanamaz duruma düştüğünü ileri sürerek, kira borçlarının bulunmadığının tesbitini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının, davalı A.Ş.`den kiraladığı bir adet ... marka 828 Beko Loder ve bir Adet GNO., 45 Dizel Hava Kompresörü ve kırıcının 22.10.1993 tarihinde ... ilçesinde meydana gelen terör olaylarında tahrip edilerek kullanılmaz hale geldikleri ve bu olayda borçlu davacı belediyenin hiç bir kusurunun bulunmadığı toplanan delillerden açıkça anlaşılmaktadır. BK. 117 maddesi hükmü uyarınca borçluya ishat olunamayan haller münasebeti ile borcun ifasının imkansız hale gelmesi halinde borç sakıt olur. Kiralanan mikinaların terör olaylarında tamamen tahrip edildiği ve bu olayda davacının kusuru bulunmadığı anlaşıldığına göre borcun sona erdiğinin kabulü zorunludur. Gerek bilirkişi ve gerek onu esas alan mahkeme kararında sözü edilen Finansal kiralama sözleşmesinin XVI/d ve Finansal Kiralama Kanunun 14. maddesinin olayımızda uygulama olanağı bulunmamaktadır. Bu hükümler kira konusu makinaların bizzatihi bedelleri ile ilgilidir.
Öte yandan uygulamada çözümü özel bilgiye bağlı olan haller ile hukuki sorun kesin bir şekilde ayırt edilmemekte ve hukuki sorun hakkında da bilirkişiye başvurulmaktadır. Böylece mahkemenin vereceği hüküm adeta bilirkişiler tarafından hazırlanmış olmaktadır. Oysa usulün 275. maddesindeki "hali özel ve yorumlanmamalı, hakim her davada bilirkişiye başvurmak yolunda tercih etmemeye özen göstermelidir. Gerçektende sözleşmeye ve Kanuna aykırı hareketin takdir ve tesbiti mahkemenin doğrudan görevidir. Bu konuda bilirkişi görüşünün başvurulması 275. maddesine aykırıdır.
Mahkemece bu yasa hükmüne aykırı davranılarak 17.10.1995 tarihli hukuki sorunların çözümünü de içeren bilirkişiler görüşü aynen benimsenip HUMK. 388/5 maddesindeki kamu düzeni ile ilgili buyurucu koşullarda gözardı edilmek suretiyle hüküm kurulması yanlıştır.
Bu durumda mahkemece borcun sakıt olduğu gözetilerek isteği kabul edilmesi gerekirken, dosyaya ve kanuna uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Yukarda açıklanan nedenler altında temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 9.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
kazancı