Mesajı Okuyun
Old 16-05-2002, 20:46   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın ilgili,

Konu hakkında kısaca bildiklerimi paylaşmak isterim.

Öncelikle Haciz' in Hukuki niteliği ile satış vaadinin hukuki niteliğinin tespiti önem arz edecektir. Bilindiği üzere, Tapuya şerh edilmemiş satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan talep hakları, şahsi hak bahşeder ve talep hakları ancak, sözleşmenin diğer tarafına yönelik olarak ileriye sürülebilir. Bunun anlamı bildiğiniz üzere, 3.kişilere bu hakkın dermeyan edilememesidir.

Haciz hakkı ise, temelde şahsi hakka bağlı da olsa, kamu düzeni ve icra gücü etkisi ile, eşyaya bağlı nitelik arz etmektedir. Başka bir ifade ile, haciz konulan bir taşınmazın yada taşınırın sahip değiştirmesi halinde, devralan yeni malik hacizli malı, hacizle yükümlü edinmiş sayılır. Hacze iştirak kurallarında bu herkese dermeyan edilebilme unsuru açıklıkla görülebilir.

Bu kısa tespitten sonra, olayınıza döndüğümüzde; satış vaadi sözleşmesinin tapu kaydına işlenmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca, haczin dava tarihinden önce de mevcut olduğu belirtilmektedir.

Verilerle sınırlı olarak vurgulamak icap eder ki; satış vaadi sözleşmesinin borçlusu arsa payı sahibi davalının, borcu nedeniyle dava tarihinden önce haciz koyduran haciz alacaklısının bu hakkını, size karşı dermeyanı mümkün görünmektedir. Çünkü, icra ile kesinlik kazanan ve 3.kişilere dermeyanı mümkün hale gelen haciz hakkının, sizin davayı açtığınız tarihten önce tesis edilmesi nedeniyle, şerh verilmemiş olan satış vaadi hakkınıza üstün tutulması gerekecektir. Mahkemelerin verdiği kararlar, '' her dava açıldığı tarih itibariyle hükme esas alınır'' kuralına bağlı olacağından davanın açıldığı tarihten önce kesinlik kazanan haciz hakkı sizi de bağlayacaktır.

Benim düşüncem bu şekildedir.

Saygılarımla..