Mesajı Okuyun
Old 21-08-2008, 13:41   #148
namutenahi

 
Varsayılan

Bu konuya ilişkin önceki zamanlarda da çok düşündüm. Forumdaki mesajları okuduktan sonra -biraz da bu mesajlarla belki biraz süzülmüş halleriyle- görüşlerimi yazmak isterken, son mesajlara doğru sayın meslektaşım Av. Lale Beşe'nin mesajlarını gördüm, bütün görüşlerimin zaten ifade edildiğini farkedip, memnun oldum. Kendisine bu vesileyle bir kez daha teşekkür.

Yine de, bazı konularda tekrara düşmekten korkmaksızın bir iki cümle ile kendi fikirlerimi beyan etmek istiyorum.

İibf mezunlarının idari yargı hakimliği yapabilmelerinin mümkün olması (halihazırdaki durumun sürdürülmesi) yönünde görüş bildiren pek çok arkadaşım, hukuk dersleri almış olduklarını belirtip bunun bir hukuk "nosyon"u oluşturabileceği kanısındalar. Ben okuldan mezun olup diplomamı cebime koyduğumda, samimi olarak itiraf edeyim, öğrendiğim bilgilerin pek azı aklımdaydı. Hala da, yeni bir dava geldiğinde o konudaki bilgilerimi tekrar gözden geçirmeden dilekçemi hazırlamam. Çok iyi bildiğim ve sıklıkla dava aldığım konularda dahi her seferinde bilgilerimi tekrar güncellemek ihtiyacı duyarım. Asıl hukukçuluğu, bilgilerimi güncellerken hissederim. Bir ceza yargılamasındaki hazırlık ifadelerinden bir iki ayrıntı bilgi çıkarıp o bilgileri de kullandığım içtihat taramalarından çok faydalı sonuçlar elde ettiğim vakidir. "hukuk fakültesi mezunu olmak hukuk nosyonu verir" ifadesi her hukuk fakültesi için geçerli olmadığı gibi, her mezun açısından da geçerli değil. İyi bir fakülteden mezun olmuşsanız, bu ifadenin de geçerli olacağı bir mezunsanız, artık sizin "muhakeme kabiliyeti"niz vardır. Önemli olan da budur.

İibf mezunu arkadaşlarla (en başta eşimle) hukuki konularda çok tartışırız, pek çok konuda anlaşamayız. Sonra bu tarışmaları farklı ortamlarda hukukçu arkadaşlarla paylaştığımda, çoğu zaman onların benimle aynı görüşte olduklarını farkederim. Zira hukukçu bakış açısı bazı olayları kavrayabilme, anlamlandırabilme, en önemlisi "yargılayabilme" yetisi kazandırır.

Hiç hakim olmak istemedim, askerlik dönemim dışında da hakimlik yapmadım. Hayalimdeki meslekler sadece akademisyenlik ve avukatlıktı. Bir avukat olarak idari yargıda -verilen kararları da bir yana bırakıyorum- hakimlerle olan konuşmalarım, tartışmalarım daha beş dakikalık bir süreyi doldurmadan, karşımdaki hakimin iibf mezunu olup olmadığını anlayabiliyorum. (samimiyetimle söylüyorum ki bugüne kadar hiç yanılmadım.)

İdari yargıda iibf mezunu hakimler oldukça, (1) davacılar, (2) avukatlar (3) kamu zarar görmekte. Elbette hukuk mezunu hakimler çok yeterliler diyemem, ancak yetersiz oldukları durumda dahi en iyi iibf mezunlarından çok daha isabetli kararlara/şerhlere imza attıklarını belirtmeliyim.

İibf mezunlarının hakim olabilmesi tartışmalarında, "olabilsinler" diyenlerin sıklıkla başvurduğu "ama idari yargı teknik bilgi de ister, iktisat bilgisi de ister" görüşlerinin son derece zayıf kaldığını belirtmeliyim. Bir hukukçu bir hakimin teknik bilgi sahibi olması gerektiğini söylemeyen kişidir. (bu ifadeyi kısmen Lale Beşe meslektaşımdan ödünç aldım.) Zira bilirkişilik kurumundan haberdardır, teknik bilginin, yargılamanın, hukukun ayırdındadır. Eğer hakimin teknik bilgiye ihtiyacı var ise, bunu bilirkişilik kurumuyla karşılamalıdır.
İdari yargıda avukatlık yapma yeterliliği bulunmayan bir kişinin hakimlik yapabilmesi yeterince mantık dışı değil midir? Hatta tartışmanın asıl başlığı “iibf mezunları idari hakimlik yapabildiklerine göre idari yargıya mahsus bir avukatlık hakları olması da gerekmez mi?” olabilirdi. Arada bir fark görebiliyor musunuz? İdari yargıda 20 yıl hakimlik yapmış bir iibf mezunu, bu 20 yıldan sonra idari yargıda avukatlık yapamıyor. Sorun yapamadığı dönemde değil, önceki 20 yıllık dönemde.
Kişisel bir sataşma gibi algılanmaması ümidiyle iki küçük alıntı yapacağım:
Alıntı:
bence İİBF mezunu bir insan yada hukuk fakültesi mezunu bir insan
ifadesini bir hukukçudan duyabilir misiniz? Burada “insan” değil “kişi” denmesi gerektiğini anlatabilmek için çoğunlukla muhatabınızın bir hukukçu olması gerekir.
Alıntı:
piyasada ki avukatların
ifadesini ,
Alıntı:
sonuçta bu da bize verilmiş bir haktır ve hakkımızı kullanmak da bir haktır
ifadesini kullanan bir hakim ister miyiz? Bu iki ifade için de muhataplarımı suçlamıyorum, nitekim hukukçu olmayanların suçlanamayacakları ifadelerdir.
Bizim tartışmalarımızın bu konudaki düzenlemeyi değiştirmeye muhtemelen yetmeyeceği ortada. Ama arzum, iibf mezunu arkadaşların hakimlik sınavlarına girme hakları olsa da, bu haklarından “kamu yararına” imtina etmeleridir.
(Mesajımı word’de yazarak gönderdiğim için harflerde tutarsızlık olabilir.)