Mesajı Okuyun
Old 10-06-2015, 11:37   #13
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Şimdi araştırırken işe yarayacak bir karar daha buldum ve paylaşmak istedim. Yukarıda sunulan HGK kararına ek olarak bu karar sorunun çözümüne götürüyor zannımca.

Kısaca özetlemek gerekirse; zamanaşımına uğramış bir senet yada çek söz konusu olduğunda; aradaki temel ilişkiyi belirtir şekilde bir icra takibi yapılacak, itiraz halinde iptali davası açılacak, bu davada zamanaşımına uğramış senet yazılı delil başlangıcı kabul edilerek temel ilişki tabnık dahil her türlü delille ispatlanabilecek.

Ancak bu yöntem; sadece Lehdarın hamile karşı açacağı davada uygulanabilir. Çünkü cirantalara karşı temel ilişki iddasında bulunulamayacağından, ancak yazılı delille ispat etmek mümkündür.



T.C YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2010 / 11117
Karar: 2010 / 16541
Karar Tarihi: 14.10.2010

ÖZET: Davacı, davalıya borç para verdiğini ve buna karşılık bono aldığını, vadesi geldiği halde borcun ödenmediğini ve bu borcun takibe dayanak bono ile yenilendiğini, tahsili için girişilen takibe itirazın iptali ile inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarının taraflar arasındaki borç ilişkisini gösterdiği dikkate alınmaksızın, kardeşi olması sebebiyle beyana itibar edilmeyerek, davanın reddi cihetine gidilmesi doğru değildir.(2004 S. K. m. 67)

Dava: Dava dilekçesinde 818,06 EURO alacak ve fer'ileri için takibe itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Kara: Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı vekili dilekçesinde; davalıya borç para verdiğini ve buna karşılık bono aldığını, vadesi geldiği halde borcun ödenmediğini ve bu borcun takibe dayanak bono ile yenilendiğini, tahsili için girişilen takibe itirazın iptali ile inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevabında, alacağa konu senedin zamanaşımına uğradığını, senet tarihinde Alman Markı Para Biriminin olmadığını, davacıya böyle bir senet vermediğini, imzayı kabul etmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davacının dayandığı zamanaşımına uğramış senedin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, davacının temel ilişkinin ödünç akdinden kaynaklandığının ispatı yönünde yeminsiz dinlenen tanığın, kardeşi olması nedeniyle beyanına itibar edilmediği, davacının yemin deliline de dayanmayacağını beyan etmesi karşısında ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir.

Seydişehir İcra Müdürlüğünün 2007/571 sayılı takip dosyası ile davacı tarafından 818,06 Euro alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, takipte borcun sebebi olarak 20.1.2003 tanzim, 20.1.2004 ödeme tarihli senet gösterildiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece, senedin yazılı delil başlangıcı olduğuna yönelik saptamasında bir isabetsizlik yoktur.

Ancak, yargılamada dinlenen davacı tanıklarından M.O.; davacıdan 7-8 yıl önce borç para istediğini,davacının da parasını İ.'e (davalı) verdiğini söyleyerek kendisine para vermediğini beyan etmiştir. Tanık olarak yeminsiz dinlenen davacının kardeşi ise; <İ.'in araba borcu için davacı kardeşinden borç istediğini onun da 1600 DM borç para verdiğini, bu parayı alamadığını, bunun üzerine İ.'in davacıya borcu kadar kredi çekmesini, taksitleri kendisinin ödeyeceğini söylediğini, davacının krediyi çektikten sonra taksitleri İ. ödemeyince yine kendisinin ödediğini, ödünç verme olayının 7-8 yıl, kredi çekmenin ise 1,5-2 yıl önce olduğunu, davacının i. den aldığı senedin kendisinde olduğunu söylediğim> beyan etmiştir.

Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarının taraflar arasındaki borç ilişkisini gösterdiği dikkate alınmaksızın, kardeşi olması sebebiyle beyana itibar edilmeyerek, davanın reddi cihetine gidilmesi doğru değildir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)