Mesajı Okuyun
Old 29-05-2009, 16:11   #2
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın Av. Yasin;

Mesajınızdaki olayda birçok uyuşmazlık konusu var. Bunlardan bazıları için fikrimi paylaşayım.

Alıntı:
"Çeşitli adlarda ama sahibi aynı olan 2 şirkette 19 aylık çalışması var."

Ortakları aynı kişilerden oluşan iki farklı şirket (tüzel kişi) arasında, iş sözleşmesinin devri de söz konusu olabilir, ödünç iş ilişkisi de olabilir. Birbirinden tamamen bağımsız iş ilişkileri de mümkün olabilir.
Kanımca olaydaki ilk sorun bu. Sadece buradaki verilerle bu soruna çözüm bulmanın güç olduğunu düşünüyorum.

Alıntı:
19 aylık çalışması var.Sözleşmesi yıl başlarında birer yıllık olmak üzere yenileniyor.


Sayın meslektaşım, burada zincirleme yapılan akitlere dikkat çekmeye çalışıyorsunuz sanırım. Ancak, toplam çalışma 19 ay. Son sözleşmenin bakiye süresini de eklersek 31 ay. 1 yıllık sözleşmeler 31 ayda en fazla iki kez yenilenmiş olabilir. 2 farklı şirketin söz konusu olduğunu da düşünürsek, aynı işverenle yapılmış zincirleme bir aktin olup olmadığının tespiti de ayrı bir hukuki sorun olacaktır.

Yargıtay'ın istikrar kazanmış ve öğretinin baskın görüşü, iş sözleşmesinin ilk kez yapılmasında da, belirli süreli sözleşme yapabilmek için objektif/esaslı neden aranması gerektiği yönündedir. Ancak kanaatime göre, 1 yıllık sözleşmelerle ihale alan bir işveren için, belirli süreli sözleşme yapmanın objektif/esaslı nedeni oluşmuştur.

Alıntı:

terditli bir dava açarak belirsiz süreli iş akdi hükümlerine dayanarak kıdem, ihbar ve diğer alacaklarımızı talep etmeyi uygun görülmezse son yenilenen belirli süreli iş akdi hükümlerine göre kalan on bir ayın ücretini talep etmek gerektiğini düşünüyorum.
Alıntı:
2-Burada terditli olarak dava açmak ne kadar doğru zira biraz yaptığım araştırmalara göre bu tip temizlik,güvenlik sözleşmelerinde sözleşmenin belirli süreli sayılmasının esaslı neden olduğuna dair yargıtay kararları var.siz ne dersiniz, bu tip bir olayla karşılaştınızmı?

Terditli davalar ile ilgili çok fazla tecrübe sahibi değilim fakat, bu şekilde bir dava açmanızda bir engel olmadığını sanıyorum.
Ancak, şayet müvekkiliniz halen işsiz ise, sözleşmenin belirli süreli olduğunu belirtip, bakiye süreleri istemek çok daha avantajlı olmaz mı? Zira, 19 aylık kıdemi olan bir içinin alacak kalemlerinin 11 aylık ücrete tekabül etmesi imkansız.
Davalı taraf, sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu iddia etse bile, bence dinlenmemeli. Çünkü hiç kimse, kendi kusurundan veya kötü niyetinden yararlananaz.


Alıntı:
Adalet bakanlığını asıl işveren olarak davalı göstermek ne kadar doğru?


Ben yanlış olmadığını düşünüyorum.
Alıntı:


3-Kalan on bir ayın ücretini brüt olarak mı talep etmeliyim?
Brüt ücret olarak talep etmelisiniz. Ancak bildiğiniz üzere bu alacaktan indirim de yapılmaktadır. (Davacının işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir işte kazandığı veya kazanmaktan kasten feragat eylediği şeyi mahkemenin tenkis etmediği anlaşılmıştır. Mahkemece Borçlar Kanununun 325. maddesi uyarınca bir değerlendirme yapılmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. 9 HD 1997/16602 Esas)

Alıntı:

Ayrıca doğmamış yıllık izin vs. hakları talep edilebilirmi?

Burada, işe iade davalarında olduğu gibi, "çalışılmış gibi kabul etme" olgusu bulunmadığından ve bir yıl çalışma olgusu da gerçekleşmediğinden, yıllık izin telep edilememlidir.

Saygılar,