Mesajı Okuyun
Old 05-05-2008, 01:51   #124
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Yasa tanımaz kim?

Sn Türk, Sn Kartalkanat;

Öncelikle bir olaydan sözediyoruz. 1 Mayıs kutlamaları. 1 mayıs dünyanın 164 ülkesinde işçi bayramı olarak kutlanmıştır ve tatildir. İngiltere'de Almanya'da en işlek caddeler bu tür törenler nedeni ile kapatılır. Türk işçisinin de bu açıdan önemli bir istem hakkı vardır. İşçiler bu alanda 36 ölü vermişlerdir ve bunların yasını tutmak haklarıdır. 77 den beri bu alan hiç bir örgütlenme töreni için verilmedi mi;

Çevreye yığılan o polis ve asker gücü ile (DİSK tek bir alanda toplanıp buraya yürümeyi kabul etti ama idare tarafından kabul edilmedi) bu güzergahı koruyamazmı idi;

Taksimin çevresindeki tüm caddeler ve arasokaklar koruma altında idi. Oraya hiç kimseyi yaklaştırmayan polisin bir güzergah çevresindeki iki üç sokağı tutarak bu güvenliği sağlayamayacağını düşünmek ve iddia etmek gerçekle bağdaşmaz. Çünkü Taksime giden bütün güzergahlar tutulmuştu. Başarılı bir (Kanije savunması gibi bir savunmadan sonra) Taksime kimse sokulmadı.

Bunun haklılığı nasıl açıklanabilir?

DİSK'in önünde toplanan insanlara saat 6:45 civarında su sıkılmaya başlandı. Diskin resmi toplanma saati 11 veya 11:30 olsa gerek. Ne yaptı bu insanlar? Taksime yürüyüşe mi geçtiler. DİSK'e gaz bombası atıldı. Binanın içinde olan insanlar ne yapıyor du? Hangi illegal eylemin başlangıcına engel olundu? Ortada bir eylem başlangıcı var mı idi?

Polisin görevi nedir? Kuşku duyduğu her insana elinden geldiğince zarar vermek mi?

O zaman mahkemelere ne gerek var? Polis yakaladığı anda suçun ağırlığına göre ceza versin!

Suçu önlemek amacı ile önlem almak diyorsanız o civardaki güvenlik görevlilerin sanıkları yakalayarak zarar vermeden ve sanıklara zarar verilmesini engelleyerek gözaltına alıp adalete teslim etmesi gerekir. Yasal durum budur. Sizce bu mu yapılmıştır.

Sokağa çaresizlik içinde çökmüş olan kadının suratına atılan tekme ve arkasından gelen polis tarafından job vurulması da bu önlemin birer parçası mıdır? Ki kadının önünde koşan polisler var ve bu iki polis de öndeki ekibin arkasından koşuyor. Yani zarar verebilecek ve kaçabilecek durumu yok. Kaldı ki böyle bir durumu engellemenin yolu da suratına tekme atarak veya joblayarak geçmek değil, üzerini arayarak gözaltına almaktır.

Burada hemen "bunlar bireysel davranışlardır" savunusu gelecek.

Bu; ne bu 1 Mayısta ne de diğer mitinglerde yaşanılmış tek olay değildir. İnsanlar her mitingde her toplantıda böyle "bireysel" olaylarla karşılaşmaktadır. Bu olaylar İstanbul'un bir yerinde olmamıştır. Değişik yerlerden değişik görünümlerdir. Bunlar saptananlardır. Kim bilir saptanmayan daha kaç tane var?

Bir "emniyet gücü" ekibinden bu kadar çok insan, bu kadar çok bireysel davranışta bulunuyorsa bunun sorgulanması gerekmez mi?

Ben bu olayda en büyük kusurun vali ve emniyet müdüründe olduğunu düşünüyorum. Bence polisin kusuru ikinci derecededir. İnsanlar polise birer düşman olarak gösterilip polisin çok sert önlemler alması, taksim meydanının yıkılmaması gerektiği söylenmiştir. Polis de Gazi Osman Paşa'nın torunları olarak meydanı büyük bir "kahramanlık" ile savunmuşlardır.

Bu çerçevede bir önceki mesajımdaki senaryonun hayata geçirilmesi için hükümet tarafından aciliyetle harekete geçilmesini öneriyorum.

Ama hala sorulması gereken sorular var. O bayanın (erkek de olabilirdi) suratına atılan tekme ve tekmenin arkasından vurulan job. Kimse bunun hesabını vermeye yanaşmıyor.

Polis eğer "ben bu değilim" demek istiyorsa tüm yetkililere rağmen bu tür insanları (ki ben manyak olarak niteleyeceğim) içinden ayıklamak zorundadır.

Önceki tartışmalar da gözönüne alınırsa ben "Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün"; "Milletvekilini de, bakanı da, AB heyetini de binaya sokmam" dediğini de biliyorum." Polis gerçekten istiyorsa bu işi yapabilir. Ama benim böyle insanlara ihtiyacım var diyorsa yapmaz veya yapamaz.

Ben bir ülkedeki en büyük gizli örgütün polis olduğuna inanırım:

Sağa sola ajan gönderme, istihbarat, provakasyon, silah kullanma vb. Gelişmiş hangi teknoloji ve eğitim varsa anında ulaşabilir. Devlet tarafından örgütlenir. İstediği kişiyi istediği şekilde saklar. Tüm bu olanaklara sahiptir. Bunu devlet yararına veya zararına kullanılıyor olması durumu değiştirmez.

Hiçbir İçişleri bakanı polisin muhalefetine rağmen görevde kalamaz(Bu da siyasal bir eğitim. Çünkü devlet böyle bir şey istemez. Polis siyasal anlamda da bu kadar güçlüdür.

Saygılar.