Mesajı Okuyun
Old 08-02-2011, 09:49   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av. itidal
imar planı içinde kalıp mera olarak kullanılmıyor olması yeterli mi yoksa yapılaşma olması gerekiyor mu ki bidiğim kadarıyla tebliğde yapılaşma olmuş olması şartı aranıyor.
Sayın av.itidal

"Meranın yerleşim yeri olarak işgal edilmiş olması" koşulu aranıyor:

1- 10.8.2005 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan MİLLİ EMLAK GENEL TEBLİĞİ (Sıra No: 299) gereğince Geçici 3.maddenin uygulanması için, ilgili meranın şu şartları taşıması gerekmektedir:
a) Meranın, maddede yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 03.05.2005 tarihi itibariyle belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunması gereklidir. Bu tarih itibariyle köy sınırları içerisinde bulunan veya bu tarihten sonra belediye ve mücavir alan sınırları içerisine alınan meralarda bu madde hükümleri uygulanmayacaktır.
b) Meranın, 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşmiş imar planı içerisinde kalması gereklidir. Bu tarihten sonra imar planı içerisine alınan veya imar planı bulunmayan yerlerdeki meralarda, bu madde hükümleri uygulanmayacaktır. İmar planından maksat, her tür ve ölçekteki plan, yani nazım, uygulama veya mevzi imar planıdır.
c) Meranın, yerleşim yeri olarak işgal edilmesi, yani bu şekilde kullanılması, yerleşim ve işgal durumunun da 01.01.2003 tarihinden önce olması gereklidir. Bu tarihten sonra işgal edilerek yerleşim yeri olarak kullanılan meralarda, bu madde hükmü uygulanmayacaktır.
d) Meranın, mera olarak kullanımının teknik açıdan mümkün olmaması gereklidir. Bu husus, 4342 sayılı Mera Kanununda belirtilen mera komisyonunca tespit edilir.”


2- Aşağıda sunulan Yargıtay Kararına göre de üç koşulun birlikte bulunması gerekir:
“Davada öncesi mera olan bir taşınmazın tescili için mera nitelikli taşınmazın:
- 1.1.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içerisinde kalması
- bu yerlerin yerleşim yeri olarak işgal edilmesi
- mera olarak kullanımının teknik açıdan artık mümkün olmaması gerekir.
Bu koşullardan birinin yokluğu halinde belediye adına ve satış suretiyle davaya dahil edilen şahıs adına yapılan tescil yolsuz tescil sayılacağından hazine kaydın iptalini isteyebilir.”

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/1750
Karar: 2008/2915
Karar Tarihi: 10.03.2008
Dava: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.01.1996 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; 18934 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın reddine dair verilen 20.09.2007 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Dava, öncesi mera olarak sınırlandırılan taşınmazın 2981 sayılı yasa uygulamasıyla davalı belediye adına tescilinden sonra belediyenin satımı sonucu davaya dahil edilen Nuri Ayçiçek adına tescil edilen 18934 ada 1 parsel sayılı 350 m2 arsa cinsi ile kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen 13.02.2006 tarihli karar davacı Hazine vekilinin temyizi üzerine Dairemizce dava konusu 18934 ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili 4342 sayılı Mera Kanunu'nun geçici 3. maddesi gereğince inceleme ve araştırma yapılması yönünden 18.09.2006 tarihinde bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulup 27.02.2007 tarihinde keşfen yapılan inceleme sonucu, keşif rapor ve krokisine göre taşınmazın 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planında sanayi olarak ayrılan saha içersinde kaldığı, etrafında sanayi yapılaşmasının olduğu dava konusu 18934 ada 1 parsel üzerinde moloz yığılı olduğu, çevresindeki yapılaşma ve konum itibariyle meralık vasfını kaybettiği ve mera olarak kullanım olanağı bulunmadığının saptandığı nedeniyle 18934 ada 1 parsel taşınmaz hakkındaki davanın 20.09.2007 tarihinde reddine karar verilmiştir.
Davacı Hazine vekili kararı temyiz etmiştir.
Davada öncesi mera olan bir taşınmazı 4342 sayılı Mera Kanunu'nun değişik geçici 3. maddesinde yararlanılarak tescili için mera nitelikli taşınmazın 1.1.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içerisinde kalması bu yerlerin yerleşim yeri olarak işgal edilmesi mera olarak kullanımının teknik açıdan artık mümkün olmaması gerekir. Bu koşullardan birinin yokluğu halinde belediye adına ve satış suretiyle davaya dahil edilen şahıs adına yapılan tescil yolsuz tescil sayılacağından hazine kaydın iptalini isteyebilir. Olayda her ne kadar, ziraat ve inşaat mühendisi uzman bilirkişilerin 27.02.2007 tarihli keşif raporlarında taşınmazın mera olarak kullanılmasının olanaklı bulunmadığını saptamış ise de, imar planında bu parsel üzerinde yoğun yerleşim amaçlı yapılaşma olmadığı bu parselin imar planında sanayi olarak ayrılan saha içersinde kaldığı etrafında sanayi yapılaşmasının olduğu dava konusu 18934 ada 1 parsel üzerinde yerleşim amaçlı yapılaşma bulunmadığı bu nedenle yoğun yerleşim alanı özelliği göstermeyen bu parselin belediye adına tesciline olanak bulunmadığı, yasanın aradığı <yerleşim yeri olarak işgal> koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle belediye adına ve satış suretiyle şahıs adına yapılan tescil işleminin yolsuz tescil niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece vurgulanan bu olgu gözden kaçırılarak öncesi mera olan bir taşınmazın 4342 sayılı Mera Kanunu'nun geçici 3. maddesi hükmünce belediye adına tescilinde aranan tek koşul taşınmazın imar planı kapsamında kalması ve mera olarak kullanma olanağı bulunmadığı koşulu yeterli imişcesine davanın reddedilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.03.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
(Kaynak: Sinerji)

Saygılarımla