Mesajı Okuyun
Old 09-10-2007, 11:13   #3
Av.Melis Ersöz

 
Varsayılan

Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğine göre;

"Adli aramaya karar vermek yetkisi hakimindir. Kolluk, arama kararı alınmasını talep ettiği durumlarda, makul şüphe sebeplerini belirten ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor hazırlar ve Cumhuriyet savcısına başvurur.

Hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emriyle arama yapılabilir.

Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan hallerde kolluk amirinin yazılı emriyle gerçekleştirilen arama ve elkoyma işlemi üzerine; ilgili kolluk görevlilerince neden Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı, Cumhuriyet savcısının hangi vasıtalarla arandığını belirten ayrıntılı tutanak düzenlenerek ilgili soruşturma evrakına eklenir.

Aranacak yerlerin sahibi veya eşyanın zilyedi aramada hazır bulunabilir; kendisi bulunmazsa temsilcisi veya ayırt etme gücüne sahip hısımlarından biri veya kendisiyle birlikte oturmakta olan bir kişi veya komşusu hazır bulundurulur."

"Şüphelinin veya sanığın yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi amacıyla, diğer bir kişinin konutu, işyeri veya ona ait diğer yerlerde yapılacak aramalarda, zilyet ve bulunmazsa yerine çağrılacak kişiye, aramaya başlamadan önce aramanın amacı hakkında bilgi verilir."


CMK'ya göre ise,

MADDE 206.-
(2) Ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hallerde reddolunur:

a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse.
b) Delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi yoksa.
c) İstem, sadece davayı uzatmak maksadıyla yapılmışsa.


Bu düzenlemede ihtiyar heyetinden veya komşulardan 2 kişinin arama esnasında hazır bulundurulması hükmünün konuluş amacı, hükmün kötüye kullanılmasının engellenmesidir. Gerçekten de Geçmiş uygulamalara baktığımızda polis memurları bu hakkı fazlasıyla kötüye kullanmışlardır. Ancak öte yandan Alman Hukuku'nda kabul edilen "Korunan Üstün Menfaat" prensibinden de somut olaya göre yararlanmamız gerekir. Bu halde aramadan elde edilen deliller gerçekten de bizim hükme ulaşmamıza doğrudan etki eden, bunu kolaylaştıran delillerse; bunun yanında arama yapılırken iki kişinin hazır bulundurulması gibi usuli bir işlemin yapılmamasını hoş görebiliriz ve elde ettiğimiz delili kullanabiliriz. Çünkü bu delilleri sırf iki kişi arama esnasında hazır bulundurulamadı diye hukuka aykırı sayıp, tekrar bir arama kararı alıp, usuli hükümlere göre yeniden bir arama yapmak faydasız olur. Bu nedenle hoş görülebilir, ufak hukuka aykırılıklarda, elde ettiğimiz delilin gücü önem taşır.

Saygılarımla.