Mesajı Okuyun
Old 28-02-2007, 18:13   #27
Av. Salim

 
Varsayılan

Taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde zamanaşımına uğramış çek yazılı delil başlangıcı niteliğindedir, temel ilişki tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabilir. Bu takdirde zamanaşımı süresi temel ilişkiye ait zamanaşımı süresi olacaktır. Taraflar arasında temel ilişki yoksa (mesela keşideciye takip yapmışsanız ve onunla aranızda cirantalar olması nedeniyle onunla bir temel ilişkiniz yoksa) o takdirde ancak TTK 644'e göre sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye dava açabilirsiniz. O takdirde de zamanaşımı süresi sebepsiz zenginleşme zamanaşımı olan 1 yıldır.

Ekte ki karar da bunu ifade ediyor.


T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/9545
K. 2005/3052
T. 22.3.2005
• ZAMANAŞIMINA UĞRAYAN ÇEK ( Kambiyo Hukukundan Doğan Hakların Yitirileceği - Ancak Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Yazılı Delil Başlangıcı Olduğu )
• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Zamanaşımına Uğrayan Çek Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Olduğu - Alacağın Dahil Her Türlü Delil İle Kanıtlanabileceği )
• ALACAĞIN İSPATI ( Zamanaşımına Uğrayan Çek Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Yazılı Delil Başlangıcı Olduğu/Alacağın Dahil Her Türlü Delil İle Kanıtlanabileceği - Temel İlişki Bulunmaması Halinde Sebepsiz İktisap Hükümlerinden Yararlanılabileceği )
• SEBEPSİZ İKTİSAP ( Zamanaşımına Uğrayan Çek Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Yazılı Delil Başlangıcı Olduğu - Temel İlişki Bulunmaması Halinde Sebepsiz İktisap Hükümlerinden Yararlanılabileceği )
6762/m. 642, 644
1086/m. 292
ÖZET : İtirazın iptali davasına konu çeklerin zamanaşımına uğradığı tartışmasızdır. Çeklerin zamanaşımına uğraması halinde, kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilir. Bu durumda taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde bu belgeler yazılı delil başlangıcı niteliği kazanır. Yazılı delil başlangıcı bulunması halinde ise alacak tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabilir. Temel ilişki bulunmaması halinde sebepsiz iktisap hükümlerinden yararlanılabilir.
DAVA : Taraflar arasındaki İtirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin ayakkabı satışı nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için girişilen İcra takibine davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, takibe konulan çeklerin süresinde bankaya ibraz edildikleri halde takibe konulmadığını, çeklerin hamiline çekler olup, borç ikrarı içeren belge olmadığını, bu haliyle delil başlangıcı niteliğinde bulunmadığını, davacının iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini bildirerek davanın reddi ile tazminata hükmedilmesini istemiştir.

Mahkemece toplanan deliller göre dosyaya asılları ibraz edilen çeklerin zamanaşımı süresi geçmiş olmasına rağmen on yıllık genel zamanaşımı süresinin dolmadığı, borcun ödendiğine dair dayalı yanca dosyaya delil sunulmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalının % 40 tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

İcra takibine dayanak yapılan çeklerin zamanaşımına uğramış olduğu tartışmasızdır. Zamanaşımına uğramış çekler sebebiyle kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilmiş olur. Bu durumda taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde bu belgeler yazılı delil başlangıcı niteliği alır ve belgeye dayanan kişi alacağını ( tanık dahil ) her türlü delille kanıtlayabilir ya da arada temel ilişki bulunmaması halinde TTK'nun 644. maddesinde düzenlenen sebepsiz iktisap hükümlerine dayanılabilir.

Somut olayda taraflar arasında temel ilişki bulunduğu mahkemece de kabul edildiğine göre takip ve dava konusu zamanaşımına uğramış çeklerin yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği ve alacağın varlığını ispat etme külfetinin davacı tarafta olduğu düşünülmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.