Mesajı Okuyun
Old 13-07-2007, 20:09   #27
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Yardım nafakası davasının boşanma davası ile birleştirilmesinde bazı olaylarda hukuki kolaylık sağlanabileceği gibi bazı olaylarda birleştirmeden beklenen yarar
elde edilemeyeceği anlaşılmış olabilir. Bunlar somut olayların gelişimine göre değişebilir.

Diyelim ki, boşanma davasında ergin olmayan çocuklarla birlikte ergin olan ve eğitimine devam eden çocukta var. Ergin olmayan çocuklar için iştirak nafakası talebi var. Böyle bir durumda boşanma mahkemesi zaten sosyal ekonomik durum, nafaka borçlusunun ödeme gücü ve çocuklara dağılımı konusunda bir araştırma yapacağından ergin olan çocuğun ayrıca açtığı yardım nafakası davası dosyasının boşanma dosyası ile birleştirilmesinde hukuki yarar ve kolaylık vardır demektir. Böyle bir durumda birleştirme talebi bence yerinde olur.

Benim ilk yanıtımda değindiğim husus, yardım nafakası davası açıldığında ortada bir boşanma davası varsa birleştirme imkanının bulunduğu şeklindedir.Kuşkusuz taraflar birleştirmenin yararını veya zararını değerlendireceklerdir. Fakat yardım nafakası dosyasının boşanma dosyası ilme birleştirmesi imkanı yoktur. Şeklinde bir kural koymanın mümkün olmadığı kanısındayım.

Saygılarımla.

Dosyaların birleştirilebileceğine dair bir örneK;

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/10914

K. 2001/12614

T. 27.9.2001

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm boşanma davası ve Tennurun açtığı yardım nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : 1- Davacının boşanma davası nedeniyle aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Yapılan soruşturma, toplanan delillerle *davalının davacıya ağır hakaretler ettiği bıçakla tehdit ettiği, davacının da evin kilidini değiştirip davalıya hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
3- Tennurun açtığı nafaka davasına ilişkin kararın temyizine gelince;
Tarafların reşit kızı Tennur, annesiyle birlikte kendisi için yardım nafakası talebiyle dava açtığı, nafaka davası da boşanma davasıyla birleştirildiği halde, karar başlığında Tennur ... ismine yer verilmemesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 388/2. maddesine aykırıdır.
4-Tennur için hükmedilen nafakanın niteliği Medeni Kanunun 315. maddesindeki yardım nafakası olduğu halde, kararda tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi ve nafaka süresi yönünden kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, davacının Tennur için hükmedilen nafakanın esasına ve miktarına yönelik temyiz itirazının reddine,
2. bentteki bozma sebebine göre boşanma davası yönünden sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. (KAZANCI)