Mesajı Okuyun
Old 19-05-2011, 15:13   #13
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

18. HUKUK DAİRESİ

E. 1997/1368

K. 1997/4037

T. 29.4.1997

• KİRACININ BAĞIMSIZ BÖLÜMÜ KÖTÜ KULLANMASI ( Hakimin Müdahale Etmesi )

• • TAHLİYE KARARI VERİLEMEMESİ ( Hakimin İhtarına Uymama Neticesinde )

634/m.18,24,25,33

ÖZET : Bağımsız bölümü kullanan kiracıların, gürültü çıkararak ve bu yeri randevu evi gibi kullanarak çevreye rahatsızlık verdikleri hakimin müdahalesi sonunda anlaşılsa bile, mahkeme ihtarına uymamanın sonucu para cezası olduğundan, bağımsız bölüm malikine ait olan aktin feshi ve tahliye kararı verilemez.
DAVA : Dava dilekçesinde, eski hale getirme ve tahliye istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar Ahmet ve Mustafa tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı; davalılardan Hüsnü'ye ait olan bağımsız bölümün, travesti olarak nitelendirilen Atımet ile Mustafa'ya kiraya verilmişse de, bu kişilerin bağımsız bölümü iyi kullanmadıkları, bağımsız bölüme girip çıkanların çokluğu ve çıkardıkları gürültü sebebiyle etrafa rahatsızlık verdiklerini ileri sürerek, bu kişilerle davalı Hüsnü arasındaki kira aktinin feshi ve bağımsız bölümden tahliyelerine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalı kiracıların bağımsız bölümü kötü kullanımlarının sabit olduğunu, gürültü çıkardıklarını, mecuru randevu evi gibi kullandıkları kabul edilerek, bu şekilde kullanıma son verilmesine ve belirtilen süre içinde bu işe son verilmediği takdirde davalı kiracıların tahliyelerine karar verilmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanununun 18. maddesi; kiracılar dahi kat malikleri gibi bağımsız bölümü kullanırken doğruluk kaidelerine uymalarını ve birbirlerini rahatsız etmekten kaçınmalarını, birbirinin haklarını çiğnemelerini öngörmüş ve bağımsız bölüm malikini bu konuda kiracılar ile birlikte muteselsilen sorumlu tutmuştur. Aynı Yasanın 33. maddesinde ise; bu Kanunda öngörülen borç ve yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında diğer kat maliklerince mahkemeye başvurma hakkı tanınmış, hakimin iddiayı sabit görmesi halinde ilgililerin yasaya aykırı kullanım ve davranışlarına son verilmesine, bunun için belli bir süre verilmesine ve bunun tefhim veya tebliğine karar verileceğini hükme bağlamıştır. Hakimce tesbit edilen sürede, bu kararın yerine getirilmemesi halinde maddenin son fıkrasında cezai müeyyide getirilmiştir.
Bu suretle,18. madde ile 33. madde birlikte incelendiğinde, rahatsız edici durumlar sebebiyle bağımsız bölümlerin tahliyesinin öngörülmediği, bu hususun ancak 24. maddede öngörülen yasak işlerde geçerli olduğu görülür. Kötü kullanımın devam etmesi halinde ve koşulların gerçekleşmesi durumunda, Kat Mülkiyeti Kanununun 25. maddesinde öngörülen devir ancak sözkonusu olabilirki, böyle bir dava açılmamış ve koşulları da araştırılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, yasa hükümlerinin doğrudan uygulanması sözkonusu olup, hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu ve bağımsız bölümün maliki ile kiracıları arasındaki aktin feshini isteme hakkının bağımsız bölüm malikine ait bulunduğu esasları gözönünde bulundurularak, yukarıda sözü edilen 33. maddenin 2 ve 3. fıkralarının uygulanması sözkonusu iken, yasal dayanağı olmayan biçimde ihtara uyulmaması halinde davalı kiracıların tahliyesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine,29.4.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.